2. Görüşmenin yöntemi yanlıştır. (Görüşmeler, kapalı kapılar arkasında hasta, tutsak bir liderin üzerinden yürütülmektedir.)
3. Sürecin zamanı kötüdür. (Görüşmeler HDP'nin toplumun değişik kesimlerine güven verdiği, gelişmenin tavana vurduğu, yangının bacayı sardığı, AKP’nin sıkıştığı, HDP'nin ana muhalefet partisi olarak CHP'nin yerini almaya hazırlandığı bir sürece denk gelmiştir.)
4. Süreç, samimiyetsiz, dayatmacı, yaralayıcı, tek yanlıdır. (Hükümet, seçimlerden önce gerillanın çekilmesini, silahların susmasını dayatırken, hiçbir tavize yanaşmamıştır.
a) Meclisi, halkı ve dünyayı karşısına alarak çıkarmaya çalıştığı İç Güvenlik Yasası'ndan vazgeçmemiştir.
b) Çoğunluğu tutsak olan, KCK ve hasta tutsaklardan bir tanesini bile bırakmamıştır.
c) Tecavüze uğrayan, katledilen çocukları, bırakmadığı gibi cezalandırma yoluna gitmiştir.
d) Askeri amaçlı (Karakol, baraj yapma, nüfus kaydırma, boşaltma gibi) hiç bir tedbirden vazgeçmemiştir.
e) Süleyman Şah Türbesini, Kürtleri kandırmak, oyalamak, ileride kullanmayı düşündüğü İŞİD'le itilafa düşmemek için beriye almış, İŞİD'e yardımı hâlâ sürmektedir.)
5. Ne meclis çoğunluğuna dayanan bir karar, ne de uluslararası bir yükümlülük mevcuttur. (On maddelik tartışma metninin içeriğiyle müzakere süreci belirsizdir. Seçim sonrasına bırakılan on maddelik taslağın görüşülüp görüşülmeyeceği de AKP'nin insafına kalmıştır. Hükümeti bağlayan tek bir yasal güvence yoktur.)
Kürt özgürlük Hareketi işlevsizdir, HDP işlevsizdir. IMC Televizyonu gibi önemli bir aygıt, sabahtan akşama kadar hükümetle temas içinde olan osurukçu libarellerin soyut barış görüşmeleriyle işgal altındadır. Kürt özgürlük hareketinin kırk yıldır ödediği bedel, Şengal ve Kobane'de kazandığı büyük itibar, 2015 Haziranı'nda meyvesini vereceği düşünülen büyük hamle, HDP'nin Alevi, devrimci, demokrat ve Türkiye'nin laik kesimiyle katetmiş olduğu yol, bir çırpıda heba olmak üzeredir. AKP'nin istediği de budur. Adeta, Alevilere, devrimcilere, demokrat ve laik kesime, "O çok güvendiğiniz HDP'nin ipi elimdedir." dercesine sırıtmaktadır. Bu durumda Selahattin Demirtaş'ın aşka ve özgürlüğe dair söyleyeceklerinin hükmü kalmayacak; kelimeleri kifayetini yitirecektir. Hükümet, hakaret içeren tavizsiz dilinden dolayı milliyetçilerin, barış şampiyonu gibi davrandığı için de dindar kesimin oyunu alarak büyüyecektir. HDP, tartışmasız % 10 barajının altında kalacaktır. Peki, Kürt Özgürlük Hareketinin sağlamış olduğu büyük itibar, seçimin yaklaştığı şu kritik aşamada neye hizmet edecektir? Abdullah Öcalan'ın ev hapsiyle ödüllendirilmesine. Oysa görüşmeler seçimden sonraya ertelense, itibar kazanca dönüştürülse, HDP gönül bağı içine girdiği toplumsal kesimlerle ana muhalefete yürüse, Kürt Özgürlük Hareketi İŞİD karşısındaki başarısını uluslararası bir zafere dönüştürse, Kürtler dostlarıyla birlikte Türkiye'nin demokratikleşmesine önemli katkılar sundukları gibi içeride tek bir tutsak bile kalmayacaktır. Kısacası bu haliyle yürürlüğe girecek olan "Barış Planı'nın" on yıl içindeki siyasal etkisini düşünmek bile ürkütücüdür. Çoğunluğu almış bir AKP, başkanlık sistemi (Ayettullah) altında inleyen bir halk, canından bezdirilmiş Aleviler, teslim alınmış kadınlar, ocaklarda, tersanelerde ölüme mahkûm edilen işçiler, eski yıllarını özlemle anan bir ülke, sömürü, zulüm, tutuklamalar... Siyasal İslam’a endekslenmiş, Hüdapar ve İŞİD tarafından kuşatılmış Kürtler.
Eğer Kürt Özgürlük Hareketi usta bir manevrayla zamansız bir biçimde ortaya atılan, halkın (Kürt ve Türk) büyük çoğunluğu tarafından kabul görmeyecek olan böylesi bir külfetten HDP'yi kurtarmazsa, üç adım sonrasının imhaya gideceğini görmelidir.
1 Mart 2015, Zürich