Kobaneli bir ailenin dramı

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi
ANF muhabirinden öğrendim: Yverdon’a Kobaneli bir aile gelmiş. Aldığımız duyuma göre de İsviçre onları sınır dışı edecekmiş. ANF muhabiri Serkan Demirel, telefonla bir randevu aldı. Rojavalı bir arkadaş, bizi onların kaldığı yere götürdü. Kaldıkları apartman, şehrin dışında, izole edilmiş bir yerde adeta.

Girişte bizi güvenlik karşıladı ve kimliklerimiz alındıktan sonra ailenin yanına gidebildik ancak. Kaldıkları iki gözlü dairenin girişinde, Cihan Ali ve kızı Dilvera bizi karşıladı. Sarı saçları ve ela gözleriyle öylesine sevimli görünüyordu ki Dilvera… Henüz beş yaşında ve biz onu öpücüklere boğuyoruz. O da bizi öpüyor. Isınıyoruz birbirimize. Erkek kardeşi Simyar, arkadaşıyla birlikte cep telefonuyla uğraşıyor.
Karı koca aynı zamanda amca çocukları. 
Aile babası İbrahim Xelil ise bizi aşağıda karşılamıştı. Kısa bir hal hatırdan sonra konuya girdik. Merak ediyorduk. Neler yaşamışlardı ve buraya kadar nasıl gelebilmişlerdi? Eşinin adı Cihan, soyadlarıysa Ali. Cihan Ali’nin iki ağabeyi Kuzey Kürdistan’da şehit düşmüş. İki yeğeni de Kobane savaşında can vermişler.  Birinin fotoğrafını gösteriyor, henüz on dört yaşında. Fotoğrafın üst tarafında Serhat yazılıydı. Duygulanıyoruz.
‘’Oğlumun adı da Serhat’tır,’’ diyorum. Bir süre susuyoruz. Cihan Ali’nin yüzüne bakıyorum. Derin bir hüzün var yüzünde.
‘’Keşke gelmeseydik de hepimiz şehit düşseydik,’’ diyor.
Çok zorlandıkları her hallerinde belli… Kanayan yüreklerinden kopup gelen cümleler, bizi acının okyanusuna ulaştırıyor. Boğazımız kuruyor. Su içiyoruz.
Cihan Ali, diğer Kürt kadınları gibi yiğit biridir. Çocukların yanında ağlamıyor. Sızlamıyor. Asaletli duruşuyla anlatıyor. Yalnız sesine derin bir hüzün sinmiş. Hafif ağlamaklı. Arada bir kalkıyor.
Cihan Ali, evde ne varsa önümüze koymaya çalışıyor.
Dilvera, Kobane üzerine şarkılar söylüyor. Kucağıma oturtuyorum. Kuş gibi cıvıldaması hafif bir sevinç dalgasının yayılmasına neden oluyor. Simyar da şarkı söyledikten sonra, tekrardan sorularımıza dönüyoruz.
Öyle ya nasıl gelmişlerdi buraya kadar…
Kobane’ye saldırı olmadan önce Lübnan’a gitmişler. IŞİD kontrol noktalarında geçmek zorunda kalmışlar. ‘’Korktunuz mu?’’ diye sorduk. Cihan Ali, ‘’Evet, hem de çok korktuk,’’ diyor.
İbrahim Xelil Ali, ‘’Ninja gibi simsiyah giyinmişlerdi. Yüzleri dahi görünmüyordu,’’ diyor. Gülümsüyoruz. Bunca acıyı metanetle karşılamaları hayranlık duygusu uyandırıyor bizde.
Lübnan’dan Fas’a geçmişler. Fas’tan da İspanya’ya ve İspanya’da yakalanmışlar. Bu arada Kobane’ye çoktan saldırı başlamış. Yürekleri orada… İspanya’da eşi Cihan bir odayı sekiz kişiyle paylaşmak zorunda kalmış. İbrahim Xelil ise erkeklerle bir çadırda kalıyormuş. Çocuklar alışamamışlar oraya. Parmak izlerini almışlar.
Fransa üzerinden İsviçre’ye giriş yapmışlar. Lozan’da başvurmuşlar. Kampa yollamışlar onları. İfadelerinde her şeyi olduğu gibi anlatmışlar. Ve üç sefer ret almışlar. İsviçre onları İspanya’ya yollamak istiyor. Çocuklar ise Kobane’ye yollanacaklarını sanıyorlar. Bu yüzden geceleri havaya sıçrıyor ve kalkıp ağlıyorlarmış.
Kobane’ye yapılan son saldırıda da can evinden vurulmuşlar. Henüz on beş günlük gelin olan amcalarının kızları, kocasıyla birlikte başları kesilerek öldürülmüş...
Kapı komşuları Ermeni Fetto da, bundan üç dört gün önce şehit düşmüş.
‘’Bizden daha iyi Kürtçe konuşuyordu. Özgürlüğümüz için şehit düştü,’’ diyorlar.
Üzüntüyle orayı terk ediyoruz.

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...