Günümüze taşınmış kültürel yaratılar kendi dönemlerinin toplumsal devingenliğinin belirleyiciliğinde oldukları gibi, günümüz yaratıları da içinde bulunduğumuz toplumsal devingenliğin belirleyiciliğindedir. Sınıflar ve onların örgütlerinden bağımsız değildirler. Bu entelektüel üretimlerin sanatçının kendi sınıfı için ürettiği anlamındadır. Ancak bu da yetmez. Sosyalist olduğunu söyleyen sanatçı-edebiyatçı kendi sınıfı için toplumsal gerçeğinin fotoğrafını çekmekle kalmayıp doğrudan işçi sınıfının komünist partisi için, proletarya diktatörlüğü için üretmek zorundadır.
Kimileri entelektüel yaratıların bireylerin kendi yeteneklerinin ve iradelerinin eseri olduğu gerekçesiyle sınıf için üretim tezini reddediyor olsalar da, ekonomik yaşamın koşullarının entelektüel yaratıları da belirliyor olmasından, bireylerin kendi iradelerine karşın, bir zorunluluk olarak kendi sınıflarının çıkarları ve onun mülkiyeti için üretiyor olacaklardır. Kuşkusuz entelektüel yaratılar kişilerin kendi özel yeteneklerinin eserleridir. Elbette bütün yaratılarını kendi iradeleriyle üretirler. Ancak buradan anlaşılması gereken diğer sınıfların çıkarları içinde üretiyor oldukları değildir. Anlaşılması gereken, kendileri ve temsil ettikleri sınıf için, kendi yetenekleri, ruh halleri, kendi iradeleriyle ve bilinçleriyle üretiyor olduklarıdır.