Düş Çürüğü/ Tamer Dursun

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi
Sevgili yazar arkadaşım Tamer Dursun çok yönlü biri. Mesela Sistemli Aile Danışmanlığı’nda eğitim almış, AWO Mannheim’de Pedogojik Tiyatro, Danışman Pedogog, işçi, Eğitimci Pedogog, Tiyatro Yönetimi, Radyoda Genel yayın Yönetmeni, Radyo Tiyatrosu, Yönetmen Oyuncu Yazar, Birlik Sahnesi’nde oyuncu… Kısacası her parmağında onlarca marifeti olan birisi.

Elimdeki son kitabı: “Düş Çürüğü.” Herdem Kitap’tan çıkmış. 300 sayfalık.
Kitapta onlarca kısa öykü var. Her birisi şiir, öykü, deneme, anı, roman tadında. Okuyucuyu sıkmıyor. Okurken kâh üzüyor kâh sevindiriyor kâh düşündürüyor kâh düşlere götürüyor. Ben sevdim, su gibi akıcı ve bir o kadar da içten.
Kendisini kutluyorum.
Necmettin Yalçınkaya- yazar-redaktör
 
 Meleklerden Para Almıyoruz
Mahallemizin kızıydı.
Ailelerimiz birbirlerine gidip gelirlerdi ama ben, nedense tek kelime edememiştim kendisiyle.
Daha sonra pazarda su satarken, karşılaşmıştım onunla.
İlk anda ben, içimde milyonlarca kuş var da onların hepsi aynı anda havalandı sanmıştım; meğer âşık olmuşum, sonradan öğrendim.
Elimdeki sürahi ve bardakla pazarın ortasında heykel gibi kalakalmıştım. Ben bu haldeyken, o annesinin kulağına bişeyler söyledi.
Annesi de cüzdanından çıkardığı parayı ona verdi.
Ve o bana doğru yürümeye başladığında sanki kentin bütün sokakları, caddeleri, otobanları bana yürüyordu. Kent bana akıyordu.
Gelip karşımda durdu, parayı bana uzattı ve “Bir bardak su.” dedi.
Parayı almadan, titreyen ellerimle suyu bardağa doldurup uzattım.
Bir seferde içti bitirdi.
Parayı tekrar uzattı ve bilmiş bilmiş “İşe bak, Allah’ın suyuna para veriyoruz…” dedi. Parayı almadım. Şaşırdı, “neden?” diye sordu.
“Meleklerden para almıyoruz.” demişim, haberim yok.
           ***
Yıllar sonra baktım elinde benim kitabım, imza günü yaptığım salonda, bir kadın masamın başında duruyor.
Kitabı uzattı bana. Tanımadım önce, “kimin adına imzalayayım,” dedim.
“Pazarlarda dolaşıp, bedava su içen meleğe diye yazın.” dedi.
Göz göze geldik. Oydu: Pazardaki melek.
Kitabı imzalayıp verdim. Elim eline, yüreğim yüreğine değdi bir kere daha. Kitabın parasını uzattı.
“Meleklerden para almıyoruz.” dedim. Gülümsedi.
Yine içimde milyonlarca kuş aynı anda havalandı. Sonra arkasını döndü ve gitti.
O benden gitmeye başladığında; sanki bütün sokakları, caddeleri, otobanları da onunla gidiyordu.
 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...