Türkiye’de İslam ve Sol

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi
Bayram Koca’nın derlediği “Türkiye’de İslam ve Sol” başlıklı kitap bu günlerde, Vivo Yayınevi tarafından, yayınlanmış bulunuyor. Kitaba çeşitli görüşlerden yirmi kadar yazar katkıda bulunmuş. Biz de “Marksizm, Dine Bakış ve Türk Solu” başlıklı bir yazıyla katkıda bulunduk. Kitabın yayınlanması vesilesiyle, yazımızın vuruş ve sayfa sınırlamalarından arınmış daha geniş bir versiyonunu okuyucuya sunuyoruz.

Ekte de sunduğumuz küçük bir kitap boyutundaki bu versiyonu pdf olarak şu adresten de indirmek mümkündür:

https://drive.google.com/file/d/0BxCB_Gtx8VYAWUo0bFlJMHBUdFU/edit?usp=sharing

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Demir Küçükaydın

demiraltona@gmail.com

Marksizm, Din ve Türkiye Solu

Giriş

Türkiye’de tartışmalar, gerçeği aramanın değil, bir güç mücadelesinin aracıdırlar. Elbet sorunun gündeme gelmesinin ve tartışılmasının kaynağında, politik ve sosyal mücadeleler olabilir; ama o konular politik kaygılardan ve tartışmalardan bağımsız olarak ele alınmalı ve incelenmelidir.

Konuların doğrudan politik mücadelenin aracı olarak tartışılması, kavramların genel geçer; yaygın ama çoğu kez çok yanlış anlamlarıyla tartışılmasını da beraberinde getirmektedir. Bu durumda, herhangi bir tartışmaya birazcık girmek bile, öncelikle o yaygın ve yanlış kavramların eleştirisini gündeme getirmeyi gerekli kılmaktadır.

Örneğin Marksizm kavramını, yıkılmış bürokratik diktatörlükler ve ortadaki ruhsuz ve bürokratik örgütlerin görüşleri anlamında kullanmak başkadır; bunların fiilen baskı altına alıp sapkınlık olarak görüp dışladıkları, düşman gördükleri ve ezdikleri teorik görüşler anlamında kullanmak başkadır. Birinci anlam yaygın ve egemendir ama doğru değildir; ikinci anlam doğrudur ama bilinmez ve kullanılmaz.

Daha yazıya başlarken, muhtemelen “Marksizm” derken kastedilenin Marksizm olmadığını söyleyerek söze başlamak, daha baştan pişmiş aşa su katmak olmaktadır. Ama birazcık bilimsel kaygı bile bunu zorunlu kılmaktadır.

Buna ek olarak, anlamları yine yanlış ve yaygın olarak bilinen “Din” ve “Türkiye Solu” gibi iki konuyu daha “Marksizm”e ekleyince, okuyucunun birçok şeyi bildiği varsayımından hareket etmeyi gerekir.

Ama bilinir varsayılacaklar ile okuyucunun bildikleri muhtemelen tamamen farklı olduğundan, okuyucunun bildiğini düşündüğü anlamlara dayanan bir yazı yazmak olanaksızlaşır ve okuyucuya bildiklerinin yanlış olduğunu göstermek öncelik kazanır.

Bu yapılmazsa anlaşılmamak kesindir.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...