
Ekte de sunduğumuz küçük bir kitap boyutundaki bu versiyonu pdf olarak şu adresten de indirmek mümkündür:
https://drive.google.com/file/
14 Temmuz 2014 Pazartesi
Demir Küçükaydın
Marksizm, Din ve Türkiye Solu
Giriş
Türkiye’de tartışmalar, gerçeği aramanın değil, bir güç mücadelesinin aracıdırlar. Elbet sorunun gündeme gelmesinin ve tartışılmasının kaynağında, politik ve sosyal mücadeleler olabilir; ama o konular politik kaygılardan ve tartışmalardan bağımsız olarak ele alınmalı ve incelenmelidir.
Konuların doğrudan politik mücadelenin aracı olarak tartışılması, kavramların genel geçer; yaygın ama çoğu kez çok yanlış anlamlarıyla tartışılmasını da beraberinde getirmektedir. Bu durumda, herhangi bir tartışmaya birazcık girmek bile, öncelikle o yaygın ve yanlış kavramların eleştirisini gündeme getirmeyi gerekli kılmaktadır.
Örneğin Marksizm kavramını, yıkılmış bürokratik diktatörlükler ve ortadaki ruhsuz ve bürokratik örgütlerin görüşleri anlamında kullanmak başkadır; bunların fiilen baskı altına alıp sapkınlık olarak görüp dışladıkları, düşman gördükleri ve ezdikleri teorik görüşler anlamında kullanmak başkadır. Birinci anlam yaygın ve egemendir ama doğru değildir; ikinci anlam doğrudur ama bilinmez ve kullanılmaz.
Daha yazıya başlarken, muhtemelen “Marksizm” derken kastedilenin Marksizm olmadığını söyleyerek söze başlamak, daha baştan pişmiş aşa su katmak olmaktadır. Ama birazcık bilimsel kaygı bile bunu zorunlu kılmaktadır.
Buna ek olarak, anlamları yine yanlış ve yaygın olarak bilinen “Din” ve “Türkiye Solu” gibi iki konuyu daha “Marksizm”e ekleyince, okuyucunun birçok şeyi bildiği varsayımından hareket etmeyi gerekir.
Ama bilinir varsayılacaklar ile okuyucunun bildikleri muhtemelen tamamen farklı olduğundan, okuyucunun bildiğini düşündüğü anlamlara dayanan bir yazı yazmak olanaksızlaşır ve okuyucuya bildiklerinin yanlış olduğunu göstermek öncelik kazanır.
Bu yapılmazsa anlaşılmamak kesindir.