din
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve Toplumun Geleceği
“İlk ve Orta Çağ'da çoğu toplumlar kendilerine göre dinler icat ederek yaşamışlardır. Yeni Çağ'da ise akılcı toplumlar, başkalarının dinlerini reforme ederek sahiplenip faydalanmışlardır. Türk, Kürt ve Farslar, Araplardan ileri özelliklere sahip oldukları halde, İslam gericiliğini Araplardan daha radikal şekilde sahiplenmeleri, dünyada başka örneği bulunmayan bir yozlaşmadır”.
Türkiye'de Ahlaki Yozlaşma ve Sosyal Çöküntü Nasıl Başladı?
Öncelikle toplulukları belirli kural, düzen ve ahlaki ölçülerde yaşamasını sağlayıp, ulus olma niteliğine kavuşturan dört temel yapıyı hatırlayarak başlayalım. Bunlar Maddi Hukuk, Ahlak, Din ve Görgü kurallarıdır. Bir ülke ve toplumda ahlaki çöküntü başlamışa, o toplum ya dağılıp yok olur ya da bölgenin ilkesiz ve en ufak değeri olmayan sürüleri gözüyle bakılır.
BEKTAŞİ, NUH VE GEMİSİ
CHP ve DEM PARTİ'NİN SON ŞANSI
Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, hemen hemen tüm maddeleri birbirini boşa çıkaran, çelişen ve kavram karmaşasına sahip olması, her şeyi olduğundan daha zora sokandır. Gerçek Adalet ilkesine göre toplumu yönetmek isteyen siyasi düşünceler, başta anayasa olmak üzere çoğu yasa ve kanunları kaldırıp, çağın gerçekliğine ve gerçekçi sosyal demokrasi kültürüne uygun yasalar yapmakla mümkündür. Yeni Anayasa yapılmadan, istisna yönetici bireylerin dışında başarılı yönetim performansı göstermek, oldukça zor bir iştir.
PEYGAMBER NASIL OLUNUR? (Kesin bilgi)
İbraniler yani İsrailoğulları, yani bugün Filistin halkına soykırım yapan İsraillilerin ataları 400 yıl boyunca Mısır'da Firavuna kölelik yapan bir topluluk.
Musa Peygamber de İbrani.
Bir gün gelip İbranilere diyor ki; "Ben Sina Dağı'na çıktım. Allah'ı gördüm, Onunla konuştum. Bana dedi ki 'Musa, İbranileri sen kurtarabilirsin. Seni peygamber ilan ediyorum.'"
Köle İbraniler de şöyle diyor hep bir ağızdan; "Hay hay biz ikna olduk. Seni peygamber olarak kabul ettik."
Uygarlıklar Bize Neyi İfade Ediyor
Her uygarlık insanın ahlak, adalet seviyesini en iyi şekilde ifade eden büyük bir aynadır. Uygarlıkların yaptıkları ile, günümüz insanının yaptıkları ve yaşattıklarını karşılaştırdığımızda çağ, zaman dışında hiçbir farklılık bulunmuyor. Birisi ilkel şekillerde insanlığı ve doğal yaşamı yok ederken, diğeri modern araçları kullanarak aynı insanlık dışılığı sürdürmektedir. İnsanın günümüze kadar yaptığı, yaşattığı iyilik ve kötülükleri terazide tarttığımızda kötülükleri, iyiliklerinden milyon kat daha fazladır.
Ahlak ve Namus Kavramını Yozlaştıran Etkenler -2-
Bugün bilincimizde şekillenen kültürlerin çoğunluğunun ilk temeli M.Ö.65 bin yıllarında, Avcılık ve toplayıcılık (Paleolitik) Çağ da mağara, ağaç kovuklarında yaşayan, konuşma yeteneği gelişmemiş ilkel kabilelerle atılmıştır. Paleolitik çağdaki kültür izleri çok zayıf, bazen kültür denemeyecek kadar da belirsizlikler taşır. İkinci kültürel temel M.Ö. 30 bin yıllarda, Mezolitikte; Totem ve Animist inançlarla biraz daha somutlaştığını görüyoruz.
Sınıfsal Kültürsüzlük, Sosyalizm Mücadelesi ve Başarısızlıklar
Kültürlü emekçi; her şeyden önce kendi ideolojik, inançsal saplantılarını sorgulayandır. Daha ilerisi devlet ve devlete yakın oluşumların yönlendirmesine tenazur etmeden, kendi sınıf dinamiklerine dayanan sendikalaşmayı gerçekleştirmektir. Bunun sonucunda mevcut koşullara göre nasıl bir demokrasi, nasıl yaşamalı? Sorularına yeterli cevabı verip, kişilik çözümlemesi yapacak entelektüelliğe ulaşmaktır da aynı zamanda. İfade edilen niteliklerden uzak şükürcü, ukala, şoven, narsist, paternalist ve sırf sol ideolojik saplantılı emekçilerin vereceği her mücadele, kendi eliyle duvara toslamaktır.
Seçim Sonuçlarından Ortaya Çıkan Toplumsal Nitelik
Akla gelmeyen büyük bir sürpriz olmadığı sürece, cumhurbaşkanlığı 2. Tur oylamada, sonucun değişmeyeceğini şimdiden ifada edebiliriz. Öz kültürel değer, genel kültür ve kaliteli eğitimden yoksun, sürüleşmiş niteliğe sahip toplumların, bu gerçekliğini değiştirecek uygun siyasi politika geliştirilmediği sürece, kimse farklı sonuç hayal etmemeli. Bir an evvel büyük dersler çıkarılarak, etkisi geçmiş ifade ve argümanlardan bir an evvel vazgeçilmelidir.