
Hem de sevdalı bir yağmur...
Özlenen bir sevgili gibi düşüyordu toprağa.
Toprak sevinçten deli divane, yapıştı yağmurun ellerine.
Yağmur kucakladı toprağı yedi renkte.
Toprak burcu burcu koktu.
Sanki, güz vakti bağrına cemre düştü.
*
Yağmur vardı bizim oralarda.
Hem de çocuksu bir yağmur...
Yakındaki bir okulda çaldı paydos zili.
Serçe kuşları gibi dağıldı çocuklar.
Hepsinin yüzleri yağmura dönük.
Yüzü çilli bir oğlan daldı yağmur sularına
Su alıyordu pabuçları, ıslanmıştı saçları.
*
Defterinden kopardığı yapraktan
bir gemi yaptı, aceleci elleri.
O geminin yolcusuydu çoktan...
Heyecandan kızarmıştı çilli yüzü.
Yağmur tuttu çocuğun üşümüş ellerinden.
Yağmurlu çocuk, çıktı uzun bir yolculuğa...
*
Yağmur vardı bizim oralarda.
Hem de keyifli bir yağmur...
Evlerinin camlarına vuruyordu neşeyle.
Komşunun zilini çalıp da kaçan, çocuklar gibi..
Bir kadın duydu yağmurun sesini.
Uzattı başını pencereden, yüzünde ince bir hüzün.
*
Yağmurun elleri dolaştı kadının yüzünde.
Kadın tutuverdi yağmurun ellerini...
Islandı kadının yüzü.
Oysa kadın, uzun zaman önce öğrenmişti.
Yüreğinden ağlamayı.
Kadın telaşla bakındı etrafına...
Kimseler görmedi ağladığını, yağmurdan başka.
*
Uzaklarda bir kadın şarkı söylüyordu
Buğuluydu sesi...
Yağmur mu değmişti ona da?
Bilinmez...
Yağmur vardı bizim oralarda.
Hem de şefkatli bir yağmur...
Hümeyra Gün____(29.11.2016 güncesi)
Görsel (h.g)