
“yaralı bir şahin olmuş yüreğim
uy anam uy
haziran’da ölmek zor,” der şair*
Zordur zor olmasına, ama her Haziran yeniden ölürüm ben. Daha ayın ikisinde dayanır ölüm kapıma. Orhan Kemal’le ölürüm:
“gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!” der aynı şair “orhan kemal’in güzel anısına”
***
Aynı gün Ahmet Arif’le ölürüm ben. Bir bakarım;
“Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun...”**
Kaparım gözümü…
***
Üçünde Haziran’ın Nâzım usta ile çağırır beni ölüm. Bırakırım kendimi ölümün kollarına. Düşerim Usta’nın yollarına. Taşırım ben de şairle aynı yükü, aynı yolda ter içinde. Acıyla…
“yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü”
***
Ölüm bırakmaz peşimi. “Şair ceketli çocuk” olur, yine Haziran’da ölürüm ben. Bilin ki o zaman:
“Irmaklar gibi akıp uzun uzun
Terk ediyorum bu kenti
Ah ölüler gibi” ***
***
Yeter mi? Yetmez! İşçi olur isyan ederim 15-16 Haziran’da, yine ölürüm ben! Halk olurum isyan ederim! Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan olur; Gezi olur, yine ölürüm ben!
ama yeter!
ölüm bekleme artık beni haziranlarda
isyanlarda vurulup düşsem de yaşarım
***
Not: Bu yıl Orhan Kemal Roman Ödülünü Hüsnü Arkan arkadaşım kazandı. Güzel bir Haziran haberiydi bu. Bu ödül, 78 kuşağının kendinden önceki devrimci kuşakların mücadelesini yarınların asilerine taşıdığının ilanıdır. Sizlerle paylaşmak istedim.
*Şair: Hasan Hüseyin Korkmazgil
**Ahmet Arif, Otuz Üç Kurşun şiirinden.
***Kazım Koyuncu, Ayrılık Şarkısı.