ankara

Anın Yazarı: Adalet Ağaoğlu[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Önceleri, “Allah’a inanmıyorum, cenaze istemem. Beni yakın, küllerim savrulsun,” diyen Adalet Ağaoğlu, “Yaşamaktan çok sıkılmıştı, uzun yaşamı boyunca çektiklerinden, gördüklerinden de son röportajında ‘Keşke dünyanın bu hâlini görmeseydim,’ diyecek kadar”…[2]
Tedavi gördüğü hastanede, çoklu organ yetmezliğinden hayatını kaybetti. Cenazesi, vasiyeti üzerine Boğaziçi Üniversitesi’nden uğurlanıp, 15 Temmuz 2020’de Ankara’da Kocatepe Camisi’nde öğle namazı sonrası kılınan namaz ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.

An-Kara’da Bir Kıpkırmızı Cumartesi[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

şiddet tekelini
elinde tutar!”[2]
 
Gabriel García Márquez, ‘Kırmızı Pazartesi’de herkesin geleceğini bildiği, tüm ayrıntılarının konuşulduğu, “Geliyorum,” diye haykıran bir cinayetin hikâyesini anlatır.[3]
Tıpkı tarihe An-kara’nın acı bir günü olarak kaydedilen, “kıpkırmızı cumartesi” katliamı gibi...
Yaşamanın ölmekten daha zor olduğu coğrafyamızda, 14 bin insanın, barışseverin yaşadığı, tanık olduğu -unutulmaması gereken- bir katliamdır sözünü ettiğim. (Patlama anındaki slogan, “Bu meydan, kanlı meydan”dı!)

Edebiyat mektupları ve üçlü quartet

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Yazarların, birbirlerinden bağımsız yazdıkları deneysel anlatı türündeki mektuplarını otobiyografik izlekle de okumanız mümkün. Zira her bir mektup yazarının hayatından, yaşam serüveninin çarpıcı izler taşıyor. Aynı zamanda sıkı bir edebiyat metni de olan Üçlemeler hakkında yazarlarıyla sohbet ettik.
 

İÇİMDEKİ HASRET/ Saadet Erdoğan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

İhtiyaçlarımızı gördükten sonra tekrar yola koyulduk. Yol boyunca Aşık Mahsuni Şerif‘i dinledik. Elbistan’a yolculuk yapılır da Mahsuni dinlenilmez mi? Yolculuğumuz rahattı, Elbistan’ın girişinde telefon çaldı; arayan kaynımdı. “Kahvaltı hazır, sizi bekliyoruz” dedi.  Birkaç kez aramış, ulaşamamış, merak etmiş işte. “Yakınız” dedik. Doğruca çarşıya gittik. Alış veriş yaptık, bazı siparişler verip ayrıldık.

Ankarada Deniz Var mı?

Abdullah Oral kullanıcısının resmi

Ankara’da Deniz var mı? 
Var dostum var can yoldaşım 
Hemi de en güzeli Denizlerin 
Denizlerin en güzeli Ankara’da. 
Ankara da deniz var mı? 

Yıl 1972 

Altı mayıs şafağına gebeydi gece 
Ölümün adını kazımışlardı güllere 
İşbirlikçilerin korku kaçkını bakışlarını 
Ekliyorum gelen günlere. 

Gayrı yarım kalan ezgilerin duraklanıp 
Soluklandığı yer yüreğim. 
Umut sularına olta atmışlar denizlerin 
Kıyılara vurmuş özgürlük. 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
ankara beslemesine abone olun.