Din Felsefesi… Niye ki?!
Dinin yanında tabii ki ona eşlik eden ırkçılık arayışlarını da unutmamak gerekir. Her ülke, “kendi milletine” uygun bir din anlayışını savunmaya koyulmuştu kısacası. Zaten kapitalist sermayedarların istediği de bu değil miydi? Doğrusu, tam da buydu! Gerisi… Bol hamaset, bol ibadet… Bal kazanç, bol sömürü…
Amerika’nın “yeşil kuşak” adı altında “siyasal İslam” ve “komünizmle mücadele” adı altında da “çete-mafya” oluşumlarını destekleme çalışmalarını burada anlatmaya gerek yok sanırım. Bu bakış açısı ile tekrardan yeşertilmişti işte; ırkçı-dinci gruplar, tarikatlar...