Anlayana Çok Şey Anlatan Hikâye(Ler)[*]
bir toplumun çığlıklarını duyabileceği
tek kürsü edebiyat kürsüsüdür.”[1]
Mahpustaki mektupdaş(ımız) Hasan Şeker’in ‘İsyandır Her Gülüşün’[2] başlıklı hikâyeleri okunduktan sonra insana ister istemez; Friedrich Nietzsche’nin,“Her sözcük bir ön yargıdır,”[3] ile Albert Camus’nün, “Bir insanın yapıtları, çoğu kez, onun özlediği, heveslendiği şeylerin hikâyesidir,” saptamalarını anımsatıyor.