Gerçekten Biz İnsan mıyız? -6-
Entegrasyon ve sentezleme, pozitif bilimsel ilkelerle somut değerlere dayanarak gerçekleşir. Hem İslam hem Avrupalı gibi görünüp ikisi arasında kalmak, soysuzlaşarak nihilizme gidiştir.
Entegrasyon ve sentezleme, pozitif bilimsel ilkelerle somut değerlere dayanarak gerçekleşir. Hem İslam hem Avrupalı gibi görünüp ikisi arasında kalmak, soysuzlaşarak nihilizme gidiştir.
cambaz politika misali her sıkıştıklarında Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Yöneticileriyle barış adı altında sürekli görüşmeleri. Bunu yapabildikleri kadar halktan ve kamuoyundan gizleyerek gerçekleştirirler. Daha sonraları her çıkmaza girdiklerinde birbirlerini suçlayarak, sen PKK'lisin, PKK ile işbirliği içerisindesin deyip, yaptıkları çirkinliği kendileri deşifre etmekten utanmıyorlar.
İslam Din Şeriatı (Hukuk) Bir Aldatmaca mı?
1500 yıldır insanların bilincine hep İslam, dünyanın en barışçıl, en insancıl ve Allah'ın adaletini savunup uygulayan iddiasıyla bugünlere geldi. Bizde İslam'ın gerçekten insanlık yolunda hizmet edip etmediğini bir kez daha anlamak için, alt başlık şeklinde incelenmesine ihtiyaç olduğunu düşündük.
Tanrı ve Dinler, Neden Mükemmel İnsan Yaratmadı?
Dünya toplumlarının genel algılarına yerleştirilen en yüce kültür değeri, tanrı ve dinler olarak bilinir. Ve tanrının tüm alçaklardan hesap soracağına inanılmakta. Ancak her türlü çirkefliği yapanlardan bırakalım hesap sormasını, namussuzlar artarak milyarları buldu. Tanrının buna neden engel olmadığını sorgulayacak akıllı kişilerin parmak sayısını geçmemesi, insanların ciddi derecede düşünce yoksunu sıradan varlıklar olarak yaşadığını ifade ediyor.
Tek yapılması gereken şey, varlıkların adaletli paylaşımı, kadın erkek eşitliği ve evrensel ahlak namus değerlerinin her toplumda uygulanmasını mecbur koşmaktır. Bunu yapmayan toplum, devlet ve birey insanlıktan uzak canavar demektir.
Mevcut Ahlak ve Namus Kavramı, İnsan Olmaya Yetti mi?
His ve duygularını doğru, yeterli şekilde sorgulamayan insanın bilincinden çok, süperegosu gelişir. Çoğu insanın sürekli süperegonun arkasından gitmesinin bir diğer nedeni de, insanı daha çok maddi varlıklara sahip olma arsızlığının insana yüksek derece haz vermesidir
İnsan, Ego ve Yıkıcılık
İnsanı Tarif etmenin ölçüsü
Basit anlaşmazlıkların haricinde, birbirini küçük görmeyen, aşağılamayan, mevcut olanaklarla yaşamayı bilen, insan, hayvan ve doğanın temiz kalacağı şekilde mantıklı üretim ve de tüketim yapan kişiler gerçek insandır. Bunun dışındaki düşünce ve davranışlara sahip toplumlar, insanlıktan uzak canavarın ta kendisidir.
Akıl; (Us) insanı hayvandan ayıran temel yapıdır. Aynı zamanda bu düşündedir de. Ancak akıl insanda doğuştan var olan bir özellik değil. Sadece aklın oluşmasını sağlayan milyarlaca hücre beyinde hazırdır. Beyin gelişimi tamamlanmasıyla hücreler harekete geçerek, usun oluşmasında temel göreve sahiptirler. Filozof Bacon'un belirttiği gibi, “İnsanın doğasında akıldan çok delilik vardır” der. Delilikse, diğer ifadeyle hayvani özellik demektir.
Kavram karışılığı; Düşüncelerin ifadesi başta olmak üzere kültürel alanda kullanılan kelimelere, gerçek dışı alakasız anlamlar yüklenerek, sulandırılıp kıymetsizleştirmek demektir. Bu dejenerasyon devlet yönetimleri ve ortak çalıştığı kurumlarca gerçekleştirilir. Devletlerin dışında sistemli kültürel yozlaştırmayı yapacak başka gücün varlığı söz konusu değildir.
Bireyleri yönetip eğiten ve sözde vatana millete hayırlı evlatlar yetiştiren devletler olduğuna göre, suçlu devlet yönetimi değil midir? Bu direkt şu anlama geliyor. Devletler dinci, ırkçı ve maddiyatçı psikolojiyle kişiliksiz insanlar yetiştirmektedir. Kişiliksiz insan istediğine sahip olmak için, çatışıp savaşmaktan başka türlü hareket edemez.