“Ben de Biliyorum Suçsuz Olduğumu ama İspatlayamıyorum”
“Ben de Biliyorum Suçsuz Olduğumu ama İspatlayamıyorum”
“Ben de Biliyorum Suçsuz Olduğumu ama İspatlayamıyorum”
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XVIII
Madde 271: Le Guin Zihinde Bir Dalga’da şöyle der: “Okumak etkin bir iştir. Öykü okumak öyküye etkin biçimde katılmak demektir. Okumak öyküyü anlatmaktır, kendine anlatmak, yeniden yaşayarak, yazarla birlikte sözcük sözcük, cümle cümle, bölüm bölüm yeniden yazarak anlatmak… Kanıt istiyorsanız, sevdiği öyküyü okuyan sekiz yaşındaki bir kızı izleyin. Tamamen yoğunlaşmış, gergin, şiddetli biçimde canlıdır. Avlanan bir kedi kadar dikkatlidir. Yemek yiyen bir kaplandır.
İÇERİDE DIŞARIDA ŞİDDET: FESHANE VE HAPİSHANELER *
Politik mahpusların “şiddet, sansür ve direniş” temalı eserlerinin yer aldığı “İçeride dışarıda” adlı sergimizi Samandağ’da Evvel temmuz Festivali kapsamında açtık. 20 fotoğrafçının da dışarıdan katkı sunduğu sergimizin açılış konuşmasını yaparken, içeride dışarıda sanatçılara yapılan saldırılara değinirken aklımda İBB’nin Kültür Merkezi’ne dönüştürdüğü Haliç kıyısında yer alan Feshane’de açılan sergilere yönelik gerici kuşatma haberleri de vardı.
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XXVII
Abrakadabra: son bir nefes için daha direnmek
fermana inat yazmak alametleri
Begonvil: telaşlı kalbimin uçuşan halleri
kırlangıç sürüsü ondan ezberli
Canlanış: haykırış, yankılansın diye varoluş
bilinsin, mahmuzlandığı mavi otların
Çağrı: tarih kuvvetinde yumuşak da olur
soy tüketecek kadar hoyrat da
Damga: başka biçime kopuş
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XXVI
Madde 251: Arthur Miller’in (1915-2005) “Cadı Kazanı” adlı tiyatro oyunu 1692 yılında ABD’nin Salem Kenti’nde, cadılıkla suçlanan bir dolu insanın, oluşturulan mahkemelerde idama çarptırılmaları üzerine kurgulanmış olsa da, gerçekte 1950’lerin ABD’sinde tarihe kara leke ile geçmiş McCarhty döneminde aydın ve sanatçıların hayatlarının karartılmasına gönderme yapar. (Cadı Kazanı, Mitos Boyut, A. Miller)
“6 Şubat günü yaşanan trajedi büyük canlar aldı, can yaktı. Biz geride kalanları yarım yamalak bıraktı... Biliyoruz; ölenler, canlarımız kötü, çirkin bir zihniyetin enkazı altında öldüler... Bu daha fazla acı veriyor, öfkelendiriyor. Acının paylaşarak hafiflemediğini bilsem de acınızı yürekten paylaşıyorum. Bir kardeşiniz, arkadaşınız olarak yanınızdayım.
Aynur EPLİ. Kadın Kapalı Hapishanesi A-8 . Aliağa/İZMİR
***
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XXV
Madde 241: Ludwig van Beethoven (1770-1827) 3. senfonisini yani “Kahramanlık Senfonisi”ni önce Napolyon Bonaparte’ye adar. Bonaparte’nin diktatörlüğe doğru gidişini gördüğünde ithafından vazgeçer ve 3. senfoninin adını “Eroica” olarak değiştirir.
Adil Okay
90 YIL TUTSAKLIKTAN SONRA GERÇEKLEŞEN BULUŞMA*
Düzenlerinin ikamesinde sınır tanımayanların yöneldiği hedef kitle için kaftan biçilmesi aleladeleşirken, beşeri akışkanlığı durağanlaştırmaya yönelik türlü araçsallıklara başvurmaktan çekinmezler. Bu uğurda adeta bileşik kaplar deneyini yaparlar. Bileşik kaplara doldurulan sıvının, oylumu belirlenmiş ve birbiriyle bağıntılı kaplarda eşit yüksekliğe gelmesi sağlanır. İnsanlığa da böyle bir uygulamayla yaklaşılmaktadır. Biyolojik ve kültürel evrim sarmalında varoluşun gereği olarak hep bir arayış olagelmiştir.