ELİF ORHAN / Tünelin Ucundaki Işık.
İnsanın içinde büyümeyen bir çocuk varsa, hayatın siyah ve beyazdan ibaret olmadığını bir güzel öğretir.
İnsanın içinde büyümeyen bir çocuk varsa, hayatın siyah ve beyazdan ibaret olmadığını bir güzel öğretir.
Yazar bizim kuşağın bir savrulanı, o da uzakları zorunlu barınma yeri olarak bilmiş. Uzak da olsa bile doğduğu toprağı, gizemli diyarın tınılarını ve özlemini hep yüreğinde saklamış ki gün gelince boy vermiş, çocuklarına, çevresine bunu bir güzel de aşılamış.
Uzakların öyküsü kendi halinde küçük insanların sıcacık, ekmek buğusu gibi sımsıcak, okuyanı sarıp sarmalayıp tanımadığımız diyara konuk ediyor.
Çok güzel anlatmış insanları, özlemini ve kendi toprağını, hissederek, koklayarak.
Şunu da biliyoruz ki; yaşamı güzelleştiren onların o inanılmaz insan-doğa sevgisi, emek ve dirençleridir.
Devrimcilerin olmadığı dönemler; kirlilikler, acımasızlıklar, insan değerinin sıfıra indiği bilinir.
Gaddarlık ve karanlığın boy verdiği iktidarlar var olup bir avuç emeksiz kişilere hizmet etmiş. Denetimine girmiş olduğu açıktır.
Hepimiz kendi toplumumuzda bunun şahidi olmuş nesiliz de artık.
Devrimci olmak bir yaşam-düşünce biçimi.
Ateşten gömlek.
Nazından bir demet bana yaşatmak istiyor olacaktı ki beni de alıvermişti sıcaklığına... Çok güzel bir gündü, arkadaşlar yorgunluktan mesafe olarak bayağı gerimde kalmışlardı. Ben doğanın huzur veren sesiyle yüreğimi ısıtıyor, geçtiğim ve bastığım her kareye özenle bakıyordum... Birden etrafımda yığınlarca kelebek uçuşmaya başladı, sevinçten deliye dönmüştüm. Delicesine uçuşan kelebekler üzerime konmaya çalışıyorlardı.
Bembeyaz kelebeklerden oluşan bir deniz... Yüreğim güneşi kucaklamış kadar sımsıcaktı...
Okudukça gördüm ki bende geçmişin o dehlizlerinde dolanıyorum. Demek ki düşünüyorum acılar, umutlar, sevinçler hep aynı Elif. Farklı olan, alanların ve sorunların yola çıktığın insanlarla farklılaşması. Amaç ikisinde de bir. Düşünce, anlayış, kültür ve ideolojilerinin farklılığı, farklı sorunları da beraberlerinde getiriyor. Evet, Elif Arkadaş! „Örselenmiş anılarında, Nene’ne göre; „sevginin her derde deva“ olduğunu yazmışsın. Sana göre de ,“sevginin bitmesi dünyanın yıkıldığı an olur“ demişsin. Bugün dünyaya bakıldığında doğru söylüyorsun.
Dostuna dost ve düşmanına tavır almasını bilen olduğunu onu tanıyanlar söylüyorlar...
Aynı zamanda insan gibi bir insan da…
Evet sevgili Hukukçu, politikacı, işadamı Dersimli Davun Kurun’u biraz daha fazla tanımalıyız…
Davut Kurun Ile Röpartaj.
Elif ORHAN;Ilk soruma şöyle başlamak istiyorum; Davut Kurun kim?
İnsan en çok birlikte güldüğünü mü yoksa birlikte ağladığını mı özler? Daha önce buna dair yazı yazmıştım. “İnsan en çok birlikte güldüğünü özler mis“ diyordum, ki bu yazdığım bir anlık bir özlemin, duygunun getirisiydi. Tabii ki her insan mutlu olmak, gülmek, neşelenmek ve yanındakiyla bunu paylaşmak ister, rahatlatıcı ve güzel bir duygu. Ama lakin bunun fazla bir derinliği olmuyor. Ağlamak bir derinliği ve güveni paylaşmaktır, getirisi anlamlı. İnsan en çok kimin yanında kendisi olursa bence özlenende o olacağı muhakkak.