Mehmet Kazım Ablak ağ günlüğü

Bir akşam leylak

Mehmet Kazım Ablak kullanıcısının resmi

İlkyaz akşamları
Bıraktığım yerde
Yani
Rıhtımda bekleyeceğim
Eylülden sakladığım
Denizyıldızını vereceğim
Bir de
Soğuk kış geceleri
Mahpuslukta
Sarındığım hasretliğimi
Bir akşam leylak 
Bir akşam papatya 
Bir akşam gül olacak elimde
Gelmezsen eğer
Yüreğimi de içine koyup
Denize atacağım 
Bozkırdan getirdiğim
Hırçınlığımla
Yürüyüp üstüne kentin
Seni geri isteyeceğim
Bir Yasaklı Sevdayım'dan

Yıkıldı Kent/Sustu Çocuklar

Mehmet Kazım Ablak kullanıcısının resmi

Yakıp yıktılar kenti
Sustu çocuklar
Yerde yatan insanlara
Gözleri
Çanaklarından çıkacakmış gibi baktılar
Kanları göllendi başlarının altında
Kimi öldü
Kimi çırpındı
Kalkamadılar yerlerinden
Ağıtlar yükseldi/ alçaldı
Benzemedi artık
Hiçbir şey eskisine
Çocuklar da gülemedi
Eskisi gibi yine
Ne başlarında anaları kaldı
Yar gibi
Ne de
Bağdat göründü artık
Eşsiz bir diyar gibi

Bir Yasaklı Sevdayım'dan

Yaşamak

Mehmet Kazım Ablak kullanıcısının resmi

Atmaktır kendini dalgalara
Ta orta yerinden
Dalmaktır fırtınaya
Kemanı dinlerken
Kapatıp gözlerini sevgiliyi görebilmektir
Aşık olabilmektir yaşamak
Koklamaktır bir çiçeği dalında
Şarabın kırmızı ve mayhoş deminde
Karşılamaktır günbatımını
Şarkı söylemektir örneğin
Ya da
Bir uzun havayı dağlara serip
Arkasında beklemektir sevgiliyi
Yaşamak
Dövüşmektir
Denizdeki balığın
Topraktaki karıncanın
Ormandaki ağacın
Yaşamasını savunabilmektir.
Yaşamak

Hemen Şimdi Şarabını al

Mehmet Kazım Ablak kullanıcısının resmi

Şarabını al
At kendini dışarı
Zifiri karanlığına aldırma gecenin
Denizin kıyısında
Kayalık bir yeri seç
Bekleme ayı filan da hiç
Yalnız bırakmazlar seni
Denizin ateş böcekleri 
Bir yudumunu sen iç
Bir yudumunu denize dök 
Tadını çıkar aldırma
Yakamozlarla muhabbetin
Altın sarısı sularda 
Gül yanaklı sevgilinin
Resmini gör
Denizin ateş böcekleri arasında
Sen sarhoş
Onlar sarhoş
Fısıltısını dinle gecenin
Uyursan da aldırma
Seril kayalara 

Ağlama

Mehmet Kazım Ablak kullanıcısının resmi

İçime düşüyor gözyaşların
Bırakma ellerimi
Uçup gidecekmiş gibi 
Çırpınıyor yüreğim
Sen 
Esir duygularımın şahmeranı
Papatya kokulu kadınım
Bir seher vakti
Güneşin yerine
Bakır kızılı saçlarını
Yamaçlarına ser dağların
Günebakan çiçeği olup
Bekleyeceğim sabahı
Seninle gülecek yüzüm
Çiçeklerim açacak üzerinde
Yeşerecek yapraklarım
Seni kanter içinde
Amansız kavgamın
Kızıl yıldızı gibi 
Taşıyacağım alnımda
Son ışıklarını 
Yedi renge ayırıp

Gül kokusu

Mehmet Kazım Ablak kullanıcısının resmi

Zordur işin esmezse rüzgâr
Gurbetin olur iki adım ötesi
Varabilmek için sevgilinin tenine
Gider gelir-gelir gidersin
İki adımlık yolda tükenirsin 
Acı vurursa canına
Çığlığını sererse dağlara sevgili
Türkü türkü durursa sesi kayalarda
Dayansın dizlerin
Dayanabilirse
Ve eğer
Yüklenirse üstüne
Karanlığın insafsızca öfkesi
Divane dolanırsın gül kokusu
Döner durursun başına çaresizliğin
Gider gelir-gelir gidersin 
İki adımlık yolu
Gurbet gurbet tükenirsin

Ben ve Sen

Mehmet Kazım Ablak kullanıcısının resmi

Mavi gökyüzü
Sen
Beyaz bir bulut
Yayılabildiğin kadar yayıl enginliğime
Ben 
Mavi okyanus
Sen 
Beyaz, kocaman bir dalga
Vur kendini kıyılarıma 
Beyazlasın saçlarım
Acılı bir sevda türküsü gibi
Otur dilime
Ben
Bu toprakların çocuğuyum 
Denizden mavidir düşlerim
Yazmışım seni benliğime
Kar beyazı renginle özgürlüğüm

Denizden Mavidir Düşlerim'den

“Oyunlarım kaldı kayalıkta anne”

Mehmet Kazım Ablak kullanıcısının resmi

Anılarını alıp sadece
Bırakarak bütün alışkanlıklarını
Çıktılar köyden
Son kez
Kayalıklara baktı çocuk
Düşlerinin sızısı iki damla yaşla 
Süzüldü yanaklarına 
Komşu çocukların sesleri
Karışıp kuzu seslerine
Kayalıklara vurdu
Yankısı çınladı kulaklarında
Örtemedi karanlık 
Çocukları, kuzuları, kayalıkları 
Uzaklaştı kamyon
Annesinin eteğine gömdü yüzünü
Ağladı 
Sustu
Yutkundu
“Oyunlarım kaldı kayalıkta anne”
Dedi usulca
 

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
SINIRSIZ KÜTÜPHANE Tutsakların içeride yazdığı yüzden fazla kitap, resim ve karikatür ile fotoğrafçıların bu temada çektiği / yaptığı fotoğrafları...

Konuk Yazarlar

ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
RSS - Mehmet Kazım Ablak ağ günlüğü beslemesine abone olun.