Roland/ İrfan Erdoğan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi
Sığınma talebinde bulunduğum yıllardı.

Kaldığım Barış Derneği binasının önündeki seyyar tatil arabasının önünde duran kızıl uzun saçlı, kısa boylu adama selam verdim. Adamla tanışınca adının Roland olduğunu öğrendim. Roland Doğu Almanyalıydı ve sosyalist, komünist olduğunu iddia ediyordu. Tanışma faslının ardından beni derneğin içindeki çay ocağına davet etti; birlikte kahve içip sohbet ettik.
İlerleyen günlerde Roland’ın zaman zaman kendi kendine bağırıp çağırdığını ve psikolojik bir rahatsızlığının olduğunu fark ettim. Doğal olarak onunla arama biraz mesafe koydum. Çünkü sağlıklı birisi olmadığını anlamıştım.
Bir süre sonra o dernek binasından ayrılıp, belediyenin kalmam için gösterdiği gençlik evine taşındım. Bir gece uykumdan büyük bir gürültüyle uyandım. Hemen yataktan fırlayıp kapıya doğru koşturdum. Bağırıp çağırarak ortalığı birbirine katan, Barış Derneği’nde tanıştığım; kendine komünistim, sosyalistim diyen Roland’dı.
Onu görünce yanına gidip, ‘‘Barış Derneği’nin önünde ne güzel bir seyyar tatil araban vardı, burada ne işin var?” diye sordum.
Ronald, ‘‘Dernektekiler o arabayı elimden alıp beni de belediyeye şikâyet ettiler. Belediye de kalmam için beni buraya gönderdi.” deyince durumu anladım.
Roland sabaha kadar kalın kalın sigaralar sarıp içiyor, sonra da avaz avaz bağırıp çağırıyordu. Var gücüyle bağırdığı ve iyi Almanca bilmediğimiz için onun ne dediğini anlayamıyorduk. Raus Maus diye bir şeyler söylüyordu…
Roland’ın bizleri kast ederek,  Almanca “Yabancılar dışarı!” diye bağırdığını daha sonra bir belediye görevlisinden öğrenince şok oldum.
Roland uyuşturucu müptelası olduğu için hiçbir yerde ve işte dikiş tutturamıyor, suçu da bize bağlayarak yabancılar dışarı, defolsunlar diyormuş.
Şaştım kaldım. Günlerce, kendisine komünistim, sosyalistim diyen birisinin bunu nasıl yapabileceğine kafa yordum durdum. Hâliyle orada yaşayan herkes rahatsız oldu onun bu tavrından. Onu belediyeye şikâyet edip böyle bir insanla bir arada kalamayacağımızı, kalsak da bunu birçok tehlikeyi içinde barındıracağını ifade ettik. Bunun üzerine belediye yetkilileri bir hafta sonra Roland’ı alıp başka bir yere götürdüler.
Kendisine komünistim, sosyalistim diyen, fakat ırkçılık ve ayrımcılık yapan Roland’ı o günden sonra bir daha görmedim…
 
1989 / Herford
 
 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...