Göremedim seni karanlıklardan
Ağır ağır yürüyordun
Kayboluyordun yavaş yavaş
Bir tek içe işleyen
Gözlerindeki derinlik
Kaldı gözlerimden
sen gidince
Her şey ama her şey
İfadesiz
Sanki
Kelimenin tamamlanmadan
Yazılan
Yuvarlanarak önümüze düşen
Parçasıydı yaşam
Hep anlamsız kalan
İşte o gün yitirdim sesimi
Oysa
Sen yürüyünce
Yer yerinden oynardı
Dünyalar benim olurdu
Bir an gözlerimden geçen
Sonra
Dağlardan bir gece iniyordu içeriye
Işığımı arıyordum
Kırağı düşmüş her yanıma
Yanarken alev alev içim
Üşüyordum
Diyorlar ki
Ağlıyormuş düştüğün yer
Yıldızlar ayağa kalkmış
Mevsimse bahar
Olmaz!
olamaz
Bir yıkıntının üzerinden oturuyorum
Bir şeyler kırılıp dökülüyor
Eğilip bükülüyor
Kulaklarımı tırmalıyor gürültüler
Ey ateş!
Git karanlıkları aydınlat
Demir mi bu can tavından dövülsün
Seni yeniden görme isteğim
Artıkça artıyor
Beni diri tutuyordu
Susuyordu zaman
Ve her şey
Diken olup yine içime batıyor
İçtiğim su
Dokunduğum çiçek
Bastığım toprak
Ardından bir tek fotoğrafların kaldı
Siyah beyaz olan
Onlara bakarken canlandırıyorum
Yürüdüğünü yollarda izini arıyorum
Sevgi ile dokunuyorum
Sen karanlıklardan kaybolurken
Ben de kayboluyorum
Sesini arıyorum
Sesin nerede
Hangi dağın ardından saklı
Sonra
Kayalıklarda yankılana bir ses yükseliyor
Binlerce ağızdan söylenen
Tek bir türkü gibi
Ölümsüzleşiyorsun
Kelimeler tamamlanıyor bir bir
Daha kaç yıl yaşarım
Bunun bir önemi yok aslında
Bu topraklar
Anaların göz yaşından ıslak
Seni örten karanlığın üzerine
Bütün sevgimi serpiyorum
Anaların sevgisine katıp
Kucak kucak atıyorum
Mayıs ayının gülleri açsın diye
Toprağından
Ah can
Ah evlat
Ağlıyor Toprak
09.05.2022
Fatma Kurnaz Arıkuşu
İstanbul