Hafta sonu yoldaşlar gelecekmiş Kalamaki’ye. İçimizden biri: "Biz de gidelim" dedi. Karşı çıkan da olmamıştı. Oysa ''kaçak'' onca insana görünür müydü hiç?
Kuşadası Kültür Merkezi başkanıydı bizi saklayan. Listemde şuan. İsterse kendini açıklar.
Bir tekne buldu. Elimde şarap, şarap şişesi de denizde. Soğuması için tutuyorum. Tekne kıyı'yı takip ediyor Kalamaki'ye gitmek için. 45 dakika sürüyor tekne yolculuğu. Yürüsek belki 20 dakikada varırız…
Yaklaştık ve arkadaşlarımızı gördük kıyıda. Onlar da bizi gördü. Dört kişiyiz; içlerinde bir ben bilmiyorum yüzmeyi. Kaçak olmasam denize gideceğim yok. Sıra ile soyunup atlıyorlar tekneden arkadaşlar. Kenardakiler de gözlerini dikmiş bize bakıyorlar. Sanki herkesi denize atlarken görmek zorundalar!
Ben ağırdan alıyorum, sanırsınız striptiz gösterisi yapan bir erkek var teknede. Kalabalık bir an olsun dönse arkasını el kol havalara fırlayacak yardım isteyeceğim. Ama serde delikanlılık var ya… utanıyorum yüzme bilmiyorum demeye, o kadar insan önünde..
Ben yavaştan aldıkça, arkadaşlar da bir sabır, bir inat takdire şayan!
En son anladılar yüzme bilmediğimi, eğer anlamasalardı giyinip giyinip soyunacaktım, gece yarısına kadar…!
Ne kadar temizdik, biz mi kirlendik yoksa yaşam mı kirlendi? Bilinmez.