
Çünkü
Hüzün gibi bir güzdü
Patikalar dağılmış
Karartılmış o arka sokakta
Elleri yumruklu bir militan ölmüştü.
Gül, kokusuna küsmüş
Rüzgâr dağlara çarparak ölmüştü
Bize kalan o sıcak yangın
Birde yalnızlığımız ve o vefalı öykü
Destanda denebilirdi
İçinde hayat ve ıssızlık vardı çünkü
Yalnızdı, tanığı yoktu, bilinmezdi
Tütün alırdı acımızı her akşam
Bilinmez hangi su kanar, hangi dağ yanardı
Yoksul olan her sokak ve
Her keder yolumuza çıkardı
Yorgunken emekçiler ve sokaklar
Açlık vururken çocukların rüyalarına
Yaralarını alıp çaresiz ve üzgün
Gitti o uzak kuzey ülkenin şafaklarına
Her şey biter mi, biter mi o ütopya
Dergiler, o gizli yerlerde saklı hala
Hâlâ yoldaş merhabalarına benzeyen
Geride bir akşam kaldı burada
Yıldızlar her akşam sessizce konuşurlar şimdi
Birbirine sunarlar acılarını
Yoldaş bakışı nasıldı sahi
Sahi o korkusuz macera neydi
Nerede şimdi o gülkurusu zamanın rengi
Kuşluk vaktiydi eylüldü hüzne dönüyordu saat
Umutlar acılara düşerdi sessizce
Akarken bir şehrin damarlarında hayat
Üşüyen ellerimizdi sadece