Alevilerde Düşünce (Kafa) Karışıklığı
Ve bu temel yapısında materyalist felsefe aktif olmak üzere metafiziği de yadsımadan, ikisinin sentezine dayanan inanç ve siyasal felsefi bir düşüncedir.
Ve bu temel yapısında materyalist felsefe aktif olmak üzere metafiziği de yadsımadan, ikisinin sentezine dayanan inanç ve siyasal felsefi bir düşüncedir.
Bir toplum veya devlet kurumsallaşmak istediğinde, mutlaka temel bir siyasi düşünceye sahip olarak hareket eder. Söz konusu siyasi düşünceler din, ırk, sol, sağ, liberal, laik, seküler vb. örgütlenmelerle gerçekleşir. Avrupalılar 1700’lerden itibaren herkesten önce seküler, laik, çağdaş siyasetle ulus devletleşmesine geçiş yaptılar. Diğerleri 1900 yılların başı ve ortasında uluslaşmaya çalıştılarsa da bunların çoğu din, feodalizm, etnik ırkçılık gibi hastalıklar yüzünden, demokrasi ve uluslaşmayı gerçekleştiremediler.
Her farklı kültür, insanın düşünmesini sağlayan bilimsel temel zenginlik kaynağıdır. Buna rağmen başkalarının ve kendi tarihini çarpıtıp yok eden toplumlar, kültürden nasiplenmemiş taklitçi akıl yoksunu iken, yalnızca kendi tarihsel kültürüne önem vermekse, ukala yarım akıllılıktır.
Anadolu; İslamiyet'in egemenliğine girmesiyle, tarihinde bu kadar dil, din, inanç, resim, sanat, edebiyat yozlaşmasına hiçbir zaman uğramamıştır. Bunun açık kanıtı, kökeni Arap olmayanlara Türkçe adına zorla İslam Arap kültürünün dayatılmasıdır. Selçuklular, Osmanlı ve Cumhuriyetin Dilbilim (Lingustik) diye bir bilgi, duygu, düşüncesinin olmayışı, sözde Türkçülükle Öz Türkleri derin bir asimilasyona uğratmıştır. Resmi dilin Türkçe ilan edilmesi, Türk kültürünün yaşatıldığı anlamına gelmediğini, Müslümanlaşanların düşünce yapılarından anlamak mümkün.
Oturmuş bir devlet düzeninde ideolojik kalmak adamcılık, yolsuzluk, ayrımcılık, ötekileştirme, zıtlaşma, kıskançlık, çatışma ve yalancılık demektir.
Sana insanca bakmayana, senin ona insan gözüyle bakman, onu cesaretlendirirken senin korkaklığını ifade eder.
Bugüne kadar kanıtlanmış "Tanrı" olmadığına göre, buna dayanan düşüncelerin hepsi oturmuş profesyonel yalancılıktır.
Emperyalizmin; sınırlar ötesi saldırı ve sömürü şeklindeki ifadesi doğru ancak eksiktir. Emperyalist düşünce ve davranışlar her kişi, devlet ve topluma göre değişiklik gösterip küresel, bölgesel ya da kendi içine yönelik gerçekleşir. Emperyalizmin esas tanımı ise şu şekildedir.
Emperyalizm : Maddi, siyasi, dini, askeri, ekonomik ve kültürel olarak sınırlar ötesi ve sınır içi sömürü demektir. Bu tanımı okuyup dürüstçe yorumlamak isteyen her birey, toplum ve düşünce, kendisinin emperyalist emellerinin olup olmadığını rahatlıkla açığa çıkarabilir.
Osmanlı Devleti'nin Kimliksel Sosyolojisi
Büyük Selçuklu'nun Kimliksel Sosyolojisi