Amerika, Suriye'den Neden Çekildi?
Bütün bunların bilimsel analizi yerine, idealist övünmeci (Şoven) ırkçı ve ukala duygunun bilince yerleşmesi, bölge halkının geri ve cahil kalmasındaki en önemli sebeplerdendir.
Bütün bunların bilimsel analizi yerine, idealist övünmeci (Şoven) ırkçı ve ukala duygunun bilince yerleşmesi, bölge halkının geri ve cahil kalmasındaki en önemli sebeplerdendir.
kadar hepsinin siyasal felsefesi, bilim dışı duygusal ve devlet endekslidir. Mevcut muhaliflerin yüzde doksanı devletle aynı paralelde, Türkik İslamik ulus üstünlüğü, devletçi paternalizm, taklitçilik, şovenizm ve demokrasiyi oy kullanmakta anlamaktır.
Bununla dünyaya mesaj verilmesi zavallı ve çaresizliğin bir ifadesidir.
Felsefe; evren, dünya, canlı ve cansız varlıkları araştırıp inceleyen bilimsel düşünce demektir. İnsanlık var olduğu günden bu zamana kadar, özellikle insan yaşamına her zaman iki felsefi yapı yön vermiştir. Bunlardan birisi Metafizik, diğeri Materyalizmdir.
Metafizik İdealist Düşünmek; insanın düşünce ve iradesini hiçe sayan, en büyük güç olduğuna inanılan tanrıcılığa bağlılıktır. Ve bu mantık bilimsel araştırmaların tanrıya şirk koşmak olduğunu ileri sürerek, her türlü bilimsel gelişmeye düşmanca bakan anlayıştan ibarettir.
Dünya toplumlarının yaşam ve devletleşme tarihleri incelendiğinde, iki aşamalı bir sürecin varlığı göze çarpmaktadır. Bunlardan ilki 1918'e kadar büyük imparatorlukların keyfi saldırı ve yönetimleri, ulusal kimliklerinin yozlaşmasına sebep olmasıdır.
İkinci aşamaysa; daha önceki keyfi düzensizliklerin yarattığı tahribatlardan ders çıkaran güçlü devletler, Uluslararası Antlaşmalarla kolayca sınırların değişmeyeceği ulusal devletleşme şeklinde gerçekleşmiş olması.
Seçme ve seçilme hakkı, insanların daha adaletli yönetilmesi için, Yunanlı materyalist felsefecilerin dünya insanlığına bir armağanıdır. Ne hazindir ki, her seçme ve seçilmenin demokrasi olmadığı, hatta demokrasi adına namussuzluk yapıldığı durumlarla karşı karşıyayız.
Seçme ve seçilmenin bir toplum ya da ülkede gerçekten demokratik olması, her şeyden önce evrensel insan haklarının kabul edilerek, bunun anayasada yer alıp uygulanmasına bağlıdır.
Emperyalizm kelimesi latince kökenlidir. İmparator isminden türetilip, Fransızca söylem biçimiyle imperial veya emperyalizm olarak tüm dünya dillerinde kullanılır. Temel anlamıysa; imparatorlukların keyfi yönetim ve sınırlar ötesi sömürgecilikleri demektir.
Söz konusu çağda Fransız İmparatoru Napolyon'un uygulamaları başta olmak üzere, diğer kralların sınır ötesi sömürü ve talanları, 16. yüzyılla birlikte I. Emperyalizm dönemi olarak belirlenmiştir.
İnsan biyolojik olarak iskeletindeki organlarına bağlı yaşarken, bu organları duyarlı konuma ve dirençli kılan en önemli yapılardan birisi sinir (Nöron) hücreleridir. Sinir hücreleri her canlı için temel bir göreve sahiptir.
Canlının sağlıklı, çevreyle daha uyumlu her türlü gelişmeleri hissedip yaşayabilmesi, sinir sisteminin duyarlılığı sayesinde gerçekleşir. Sinir sistemi gelişmemiş duyarlılık derecesi düşük canlının uzun süre yaşama şansı çok zayıftır.
Bilindiği gibi anadili Türkçe olana Türk, Kürtçe olana Kürt ve diğer halklara da aynı şekilde kendi ulus dilleriyle hitap edilir. İnsan, ulus ve toplum olmanın temel gerçekliği dile dayandığına göre, Türkiye'de kökeni Türk olmayanlar neden hem Türk hem de İslam Milliyetçisidirler? Bu anormalliği daha net anlayabilmek için etnik, etimoloji ve millet kelimelerinin analiz edilmesi önemli bir kolaylık sağlıyor.
Tüm olumsuzluklara rağmen bazen bizde de doğrular ifade edilir. Hani derler ya "yiğidi öldür hakkını yeme". Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) her ne kadar sevmesek de, her seçimde büyük bir çoğunluk sağladığını kabul etmemiz gerekiyor.
Çoğu muhalif kişi "seçimlerde hırsızlık yapılıyor, ondan bu kadar fazla oy aldığı belirtilse de" hırsızlığın varlığı doğru ama, bu kadar fark yaratacağına ben hiçbir zaman inanmadım, inanmıyorum da.