40. gün toprak sağolsun

Ercan Cengiz kullanıcısının resmi
-eyy hayat

toprak sağ olsun
toprak sağ olsun
dedirttin ya bana
senin de alacağın olsun-
 
-1-
kaç kez öldüm
kim bilir
en onulmaz yerinden
kaç kez dirildi bu can
 
annem, sürgünün diğer ucunda
38’i yaşamış / sıkıdır / hala ayakta
nasılsın diyor oğlum
nasılsın
köpek gibiyim diyorum ana
bir köpek gibiyim
 
öyle deme diyor
her defasında / boğulan bir sesle
öyle deme oğul
bilmiyor ki / bu yürek
bu can / kim bilir kaç zamandır
acımaz – üşümez
bir köpek canıdır işte
başka nasıl dayanır
 
kaç kez öldüm
kim bilir
kaç kez dirildi bu ömür
doğdum kaç kez
en işe gelmez hücremden
çırıl çıplak
 
acıyı giydirdiler her gün
üzerimde ölümler yaşlandı
acılarım pişti – karıştı
dokunmasan gözlerime
saatlerce, günlerce takılı kalır orda
orda, o kederli noktada
 
 
-2-
daha dün / ülkemde
genç bir kadını öldürüp
cesedine işkence ettiler
çırıl çıplak soyarak o cansız bedeni
koparıp
güneşin önüne attılar
 
ne çok öldüm
ne çok doğdum o acılarda
kim bilir kaç kez
ebem çıkardı kırkımı
ne çok öldüm, ne çok
dişlerimi sıktım
gözyaşlarımı tuttum
etim dökülünceye kemikten
kim bilir kaç kez
kazanlar kuruldu
lokma dağıtıp, kırkımı verdiler
 
 
-3-
görsel haberlere düştü
tuzlu suda şişmiş dört çocuk cesedi
onlar ki, Ortadoğu’dan
hurda bir gemiye yüklenerek
savaştan kaçıyorlardı
Akdeniz’den - Avrupa’ya doğru
şişmiş bedenleri yan yana
yarı çıplak
kıyıdan bir bir kalkarak / gelip
göğsümün kafesine oturdular
 
İtalya’da, bir tırın içinde
kardeşlerini gördüler onların
başları birbirine düşmüş
teri kurumuş elbisede tuz izi ile
yetişkin tam yetmiş üç in-san
açlıktan / susuzluktan
havasızlıktan
sevgisizlikten / daha korkuncu
gözlerinde erimiş umutla
savaştan / ölümden kaçarak öldüler
 
bugün bir Eylül
kaç kez öldüm
kim bilir
kaç kez doğdu bu ömür
yiyip - tüketmek için acıyı
 
 
-4-
yirmi yıl doluyor sürgünde
kim bilir kaç bomba patlayacak
kaç kurşun
kaç can düşecek toprağa
dönüp arkama baksam şimdi
ormanlar yakılmış
yollar yarılmış
kapkara koca bir yel
kollarını açmış, beni bekler
yemiş
silip-süpürmüş kaçıncı ömürdür
bir çift çöpü getirip
elleriyle sokar gözlerime
 
haydi gör
hani
ağlasam
kederi içime atıp
çatlatmamak için yüreği
kim bilir kaç puşt sevinir
sevinirler ki
hergün huzuruna çıktığım
o kızıl güneş var ya
gelip gözlerimde batar olur
 
güneş, o kızıl güneştir
gelip iki gözümde batmaz
varsın ellerim tutmasın
dilim dönmesin / kırılsın
varsın yuvasında çatlasın bu yürek
en yaramaz hücremden bir daha
bir daha süpürmek için kederi  
doğar gelirim bir daha
toprak sağ olsun
 
Ercan Cengiz
(Şafağa Çıkan Ülkeyim)

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/18/2024 - 15:42
04/09/2024 - 18:27
04/09/2024 - 14:09
01/30/2024 - 12:13
01/29/2024 - 19:13

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...