İFTAR YEMEĞİ
Oturduğu banka çöker gibi kendini bıraktı, ellerini gevşek bir şekilde iki yana saldı. ‘Aç karınla da bu kadar yol çekilmiyor.’ diye bezginlikle düşündü. Yine de her an kalkabilirdi. Çünkü burada olmaktan çok utanıyor, kendini düşmüş hissediyordu. Bir yandan, ‘Ne arıyorum ki burada, gitmeliyim.’ diyordu iç sesi; diğer yandan, ‘Çok açım.’ Bir yandan, ‘Ben Engin Sezer, bir zamanlar ithalat ihracat firması olan, yanında on beş işçi çalıştıran, okumuş, iyi eğitim almış Engin.’ diyordu; diğer yandan, ‘Boş ver, burada nasılsa beni kimse tanımaz.’