Çığlıklar çığlıklar
”Ne demek ordu, millet var olsun? Asker miyiz ki, halla halla…!” Karşılaştığım her felaketi, ”bir yanlışlık olmalı” diyerek geçiştirmeye çalışıyorum.
Masanın beri ucundaki ekmek yığınından (çeyrekten az) bir tane alıp sıraya girdim. Kalabalıkta H. Esendemir’i gördüm. Gözleri halkalanmış, burnunun formu değişmişti. Ben sarılmak, hasret gidermek isterken, o bakışları yerde kopya vermeye çalışan bir öğrenci gibi mesafeli durdu.