Kendi kitabının editörü olmak/ Mürsel Çavuş

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi
Pek çok yazar adayı kendi editörü olmaya heveslidir. Editörün iş tanımı, pozisyonuna ve mecrasına göre değişir. Bunu “Yani tam olarak editör nedir?” yazımda anlatmıştım. Bir yazarın, editörün üstlendiği tüm görevleri yerine getirmesi mümkün değil. Ancak yazar kısmen kendi editörlüğünü üstlenerek -daha bitmiş bir kitap dosyası- oluşturabilir.

Bu süreci beşe ayırabiliriz; Planlama, yazım, düzelti, kitaplaştırma, son olarak tanıtım süreci.
Bu aşamalara geçmeden önce bir not düşeyim; burada verdiğim bilgiler kurgu dışı metinler için geçerli. Edebi metinler için bunların bir kısmı geçerli olmakla birlikte, bir kısmı tamamen farklı bir işleyişe sahip.
 
1 PLANLAYIN

“Üç hafta kapandım ve bir kitap bitirdim” diyenlere kulak asmayın. Kitap yazmak kolay olsa da meşakkatli iştir, en az bir yılınızı ayırmanız gerekir. Üç haftada kitap yazılır yazılmasına ama okura ne katar, o tartışılır.
Peki, “21 günde kitap yazın” gibi başlıklar bizi kandırıyor mu? Hayır kandırmıyor. Bu yazıların demek istediği şu: “Gelin sizi kitap yazmaya motive edelim. Bir yerden başlayın, devamı gelir.” İşin büyük kısmı başlayabilmek değil mi?
Bence kitapla ilgili en zor karar; planlama. Buradaki tercihiniz en az bir yıl neyle uğraşacağınızı belirleyecek. Sonrasında kitap ömür boyu sizinle olacak. Yani uzun vadeli düşünmeli ve kariyer planınızı buna göre yapmalısınız. Yurtdışında lise eğitimi konusunda bir kitap yazdım, çalışma bir yıl sürdü. Bu süre içerisinde siparişi veren firma alan değiştirdi, ilkokul ve ortaokul açtı. Kitap işlevsizleşti. O kadar uğraşmamıza rağmen yayınlayamadık.
Bana danışanlar için hazırladığım çok detaylı bir kariyer formu var. Bu form sağlıklı planlama için çok gerekli. Sorulardan birkaç tanesi şöyle: 
a) Neden kitap yazmak istiyorsunuz? 
b) Bu kitap piyasadaki hangi ihtiyaca cevap verecek? 
c) Yeni ne söyleyecek? Rakipleri hangileri? 
d) Türü ne olacak? 
e) Formatı belirlediniz mi?
f) Kaç sayfa olmalı? 
g) Hedef kitleniz kim?

2 YAZIN

Kitap bölümlerini tek seferde yazamazsınız. En az 5–6 kez metnin üstünden geçmelisiniz. 21 günde kitap yazın diyenler genelde ilk aşamadan bahsediyorlar. Nasıl yazacaksınız? Hemen sıralıyorum;
1- İçindekileri Yazmak: Planlamanızı yaparken konuya, konuyu nasıl işleyeceğinize karar verdikten sonra içindekiler bölümünü oluşturun. İçindekiler kitabın ana omurgasıdır. Bu bölümü değiştirebilir, ilaveler yapabilir, alt başlıklar açabilirsiniz. Ancak ana plana sadık kalmak, konuyu dağıtmamak önemli.
2- Bölümleri Yazmak: Konuları yazarken, aklınıza geldiği gibi yazmanız dikkatinizi dağıtmamanız açısından önemli. Bu aşamada metindeki hatalara takılmayın. Yazma hızınızı ve akışı bölmemek için bölümleri yazarken “Buraya örnek bul”, “Bunu açıkla”, “Detaylandırayım” gibi kendinize notlar alabilir ve bu işleri sonra yapabilirsiniz.
3- Sıralama: Baştan sona, konu konu yazmanız gerekmez. O gün hangi başlığı yazmak istiyorsanız onu yazabilirsiniz. Bu kitabı daha hızlı bitirmenizi sağlar. Düzenleme aşamasında sıralama değişebilir.
4- Hikâye-Kavram-Örnek: İnsanlar hikâyelerle öğrenir, bir kavramı anlatmaya hikâyeyle başlayabilir, sonra konudan bahsedebilir ve örneklerle metni toparlayabilirsiniz. Yaşanmışlık taşımayan metinler okuru sıkar.
5- İlk Taslağı Oluşturmak: İlk taslağı binanın temeli gibi düşünebilirsiniz. Aklınızdan geçenleri yazmak sadece temeli atmaktır. Sonra inşaatı çıkacaksınız. Yani metin içinde kendinize not aldığınız her şeyi araştıracak, bulacak, ekleyeceksiniz. Tüm metinlerdeki eksikleri tamamlayıp, bir kez daha okuyup artık “Bu haliyle tamam” dediğinizde ilk taslak elinizde demektir.
6- Yazar Tıkanması: Bazı günler ekranın karşısına geçip hiçbir şey yazamayabilirsiniz. Bu durumda bile ekran karşısına oturmanız önemli. Kitaba ayırdığınız süre her neyse, o süreyi mutlaka kitap için harcayın. Yazı yazmayıp not alsanız ya da not aldığınız konuyu araştırsanız bile kâr kârdır.
7- Yabancılaşma: Kendi editörünüz olacaksanız, kitap bitince yapacağınız en önemli şey metne yabancılaşmanızdır. Bunun için kitabı unutana kadar ondan uzak durun. Rivayete göre Stephen King kitabını bitirdikten sonra altı hafta taslağı ile ilgilenmiyor, düzeltme aşamasına bundan sonra geçiyormuş. Bu yeni bir gözle kitaba bakabilmenizi ve hatalarınızı daha rahat görebilmenizi sağlar.

 

3 DÜZENLEYİN 

Gelelim editörlük işiyle en çok karıştırılan mesele olan düzenlemeye. Editörler metni nasıl düzenler? Soru sorarak.
Editörlerin belli bir çalışma sistematiği vardır. Metni gözden geçirirken kendilerini okurun, yayınevinin ve yazarın yerine koyarlar. Her kelimeyi, her satırı, her paragrafı ve kitabın içine giren her detayı sorgularlar.
Editör konuya, konsepte, hedefe uygun olarak karşısındaki cümleye sorular sorar ve her bir sorunun cevabını bulur. Temel bazı soruları aşağıya yazıyorum, ancak her metnin gerektirdiği sorular farklıdır.
Doğruluk: Kitaptaki isimler, tarihler, olaylar doğru mu? Kaynakça doğru seçilmiş ve verilmiş mi? 
Tutarlılık: Kitap kendi içinde tutarlı mı? Birbiriyle çelişen ifadeler var mı? 
Sebep- sonuç ilişkisi: Önceki cümleyle sonraki arasında sebep-sonuç ilişkisi var mı? Cümle olayı, kavramı geliştiriyor mu? 
Akış: Cümlelerin akış sırası doğru mu? Önce ya da sonra olması kronolojiyi, olay gelişimini ya da metodolojiyi etkiliyor mu? 
Eksik veya fazla bilgi: Editörler konuların eksik mi yoksa fazla mı işlendiğine bakar. Konunun ana başlıkları, alt başlıkları belli bir dengede olmak zorundadır. Yani ana konuya daha fazla yer ayırıp yan konulara ayıracağınız sayfa sayısını daha düşük tutmalısınız. 
Anlaşılırlık: Cümlelerin anlaşılır olması önemlidir. Cümle okurun aklında soru işareti bırakıyorsa problem var demektir. 
Dolgu: Özellikle, aslında, sadece, yukarıda da bahsettiğim gibi, dolayısıyla, bildiğiniz üzere, günümüzde, bir, -de –da gibi dolgu kelimeleri, ekleri sık kullanırız. Editörler kitabı en rafine hale getireceği için tüm dolgu kelimeleri atarlar. Düzeltme işiniz bittiğinde metniniz yüzde 30 azalabilir. 
Kronoloji / metodoloji takibi: Kitap biyografi veya tarih kitabıysa kronolojiyi takip ediyordur. Bir kavramı açıklıyorsa önce kavramın tanımını, alt başlıklarını, sonrasında da ilintili meseleleri açıklar. Bu anlamda kitabın takip ettiği mantık neyse onun akılda tutulması ve takip edilmesi gerekir. 
Etik ve ahlaki değerler: Yazarlar ırkçı, cinsiyetçi, toplumsal veya dini değerlere zarar verebilecek bazı ifadeleri farkında olmadan kullanabilirler. Başkalarının özel hayatını ihlal edebilir veya hukuki olmayan açıklamalar yapabilirler. Kitap dosyası yayınevine gönderilmeden önce bunları da incelemelisiniz. 
Format veya kitabın türü: Her kitabın formatı vardır. Format her sayfada ya da bölümde değişiklik gösteremez. Bunun için formatın takibini de yapmalısınız. Diyelim ki il il Türkiye’yi anlatan bir gezi kitabı hazırladınız. Konaklama, restoranlar, gezilecek yerler, önemli telefonlar olarak dört başlık açtıysanız her şehirde bunları yazmalısınız. 
Standartlar: Kitaba başlarken ana başlıklar büyük harfle bold, alt başlıklar bold ve italik gibi bir standarda karar vermiş olabilirsiniz. Bunu her zaman aynı şekilde yapmalısınız. Keza telefon yazarken bir yerde Tel: 0212 başka bir yerde T: 0 (212) başka yerde Telefon: 0 212 yayınevini çıldırtırsınız. 
İmla: Tüm kitabın dil bilgisi açısından doğruluğunu kelime, cümle ve paragraf başına denetlemelisiniz. Eğer sizden başka birisi okumayacaksa mutlaka bir kez kitabı yüksek sesle okuyun. Bu hataları daha kolay tespit etmenizi sağlar. 
Hedef ve amacın gözetilmesi: Kitabın her satırının belirlenen hedef ve amaca hizmet etmesi gerekir. Etmiyorsa içerik işlevini yerine getirmiyor demektir. Bu da ne size, ne okura katkı sunar. 
Sosyal medya ve tanıtım materyali: Kitaptan bazı alıntıların sosyal medyada paylaşılması, tanıtım materyallerinde kullanılması için bazı cümlelerin bu gözle düzenlenmesi gerekir. Cümleleriniz sönükse beklenen etkiyi yaratmayabilir.
Aktif ve pasif kullanımı: Cümlelerin aktif olması yazarın duruşunu belirler ve hedefine ulaşmasını sağlamakta büyük yarar sağlar. Ancak etik ve ahlaki değerlerle ilgili çekincelerde ve odağı başka bir yere kaydırmak istediğinizde cümleleri pasif kullanmalısınız. 
Üslup: Her yazarın kendine göre bir üslubu var. Kelime seçimi, dili kullanma biçimi, okurla kuracağı ilişkiyi belirler. Metni okurken üslubun aynı çizgide olması sizi tutarlı kılar. 
Tasarıma göre başlık çıkarılması: Kitabın nasıl tasarlanacağını düşünerek ara başlıkları, kutuları, özlü sözleri hazırlamalısınız. 
Okur yaşının gözetilmesi: Hedef kitle belirlenirken okur yaşı da belirlenir. Dilin okur yaşına göre oluşturulmasını yine editör denetler.
Mizah: Mizah unsuru göz ardı edilmiş metin sıkıcı olabilir. Belli yerlerde metni yumuşatmak, okuru gülümsetmek için mizah unsuru katmayı ihmal etmeyin. 
Logos, pathos, ethos: Metin okuru her yönüyle etkilemeli. Diyelim ki logos yani mantıksal argümanlarınız harika. Eğer pathos yani duygusal bağ eksikse o metin okurda istenen etkiyi yaratmaz. Ethos yani yazar kredibilitesi ise söylediğiniz her şeyin zeminini oluşturur. Bu yüzden yazarın kim olduğu ve geçmişi önemlidir. Sağlık tavsiyesi için bir hukukçuyu mu dinlersiniz yoksa bir doktoru mu?
Editör logos, pathos, ethos dağılımına göre metnin sağlıklı olup olmadığına bakar. 
Yardımcı metinlerin oluşturulması: İçindekiler, önsöz, sonsöz, açıklamalar, künye, arka kapak, dipnot, dizin, yazar özgeçmişi, kronoloji, çevirmen notu gibi kitabın yardımcı metinlerini düzenlemek, istemek veya oluşturmak da editörün görevidir. 
Destek materyaller: Metin tablo, fotoğraf, grafik gerektiriyorsa bu destek materyallerin nerede, ne şekilde kullanılacağı, resim altı gibi detayları, bulunması, hazırlanması yine editörün yaptığı işler arasında yer alır. 
Beta okuma: Kitabı bittikten sonra, doğru değerlendirebileceğini düşündüğünüz farklı okur profilinden en az üç kişiye gönderip onların fikirlerini alın. Verdikleri geri bildirimler sağlıklıysa metninizi revize edin.
Tüm bu unsurları editörler kelime kelime kontrol eder. Bu yüzden editör okumasıyla okur okuması farklıdır. Zaten bir editöre, “Kitabıma şöyle bir göz atıp bana ne olduğunu söyler misiniz?” dediğinizde sizden koşarak uzaklaşır. Çünkü metnin üzerinde çalışmak çok başka bir konsantrasyon gerektiriyor.
4 KİTAPLAŞTIRIN 

Saydığım sorgulamalar için metni en az 4–5 defa okumalısınız. Bir yerden sonra aynı şeyleri okumak metin körlüğü yaratır ve hataları göremez olursunuz. Yayıncılar bunu bildiği için tüm aşamaları farklı kişilere yaptırır. Bir kitabın (en azından idealinde) editörü, redaktörü ve son okumacısı vardır. Tek kişinin tüm bunları denetlemesi teknik olarak doğru ve sağlıklı olmaz. Gene de bu aşamalardan sonra “daha bitmiş bir kitap dosyası” hazırlamış olursunuz.
Kendinizi kutlayın. İşin yüzde 50’lik kısmını bitirdiniz. Neden yüzde 50? Çünkü daha yayınevi bulacak, onlarla anlaşmaya varacak, basım sırasına gireceksiniz.
Kitabın tasarlanması, kapağının seçilmesi, isminin belirlenmesi, varsa yayınevinin kendi yayın çizgisine göre eksik gördüğü veya sizin gözünüzden kaçan eksiklerin tamamlanması, pdf gönderimi, kontrolü, hataların iletilmesi ve ikinci onay gibi süreçleri yaşayacaksınız.
5 TANITIN
Nur topu gibi bir kitabınız oldu mu? Kutlarım. Çok iyi bir iş çıkardınız. Geldik işin yüzde 25’lik son kısmına. Yazarlar kitap çıktıktan sonra işlerinin tamamen bittiğini sanır. Yanılıyorlar.
Oysa en fazla çalışılması gereken aşamalardan biri tanıtımdır. Kitabı doğru mecralarda tanıtmak, lansmanını yapmak, sosyal medyada duyurmak, gerekiyorsa üniversitelerde konferanslara gitmek, imza günlerine katılmak, fuarlarda boy göstermek, ilgili kişilere göndermek…
Tanıtım sorumluluğunu üstlenmezseniz, satışlar beklediğiniz gibi olmayabilir.
Gene de insanın kitabı olması o kadar hoş bir duygu ki, tüm yorgunluklara değer. Zaten bundan dolayı yazarlar yazmaya başlayınca duramıyor ya!
Daha detaylı bilgi için: mursel@murselcavus.com

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...