Büyük bir hastalıktan kalkmayı bekler gibi
Sundurmada oturmuş, sessizliği devam ediyordu: Üç yıl önce köyün içinden geçen otobüse binmiş iki saat sonra İstanbul’a varmıştı. Sırtında yıpranmış bir hırka içinde basmadan elbise, ayağında tozlu ayakkabı, ne yapacağını bilmeden, geniş adımlarla yürüyordu. Eline aldığı küçük valizin ağırlığı çok rahatsız ediyordu. Ağrıyan kolunu ovalayabilmek için, valizi kâh yere bırakıyor kâh öbür eline alıyordu.