Eleştirel Arabesk Hikâyesi[1]
‘kendini bil’ yazıldı.
Yeni dünyanın kapısına da
‘kendin ol’ yazılsın.”[2]
‘kendini bil’ yazıldı.
Yeni dünyanın kapısına da
‘kendin ol’ yazılsın.”[2]
sevgi her şeyin ilacıdır.
Sevgi kardeşliktir.”[1]
“Domates güzelimiz, Vecihi’nin biricik aşkı Fikret’i, ‘Süt Kardeşler’in Emine’si, ‘Çiçek Abbas’ın Şükriye’si, ‘Çöpçüler Kralı’nın Hacer’i, ‘Hababam Sınıfı’nın Ayşe’si, ‘Tosun Paşa’nın Zekiye’si, ‘Bizim Aile’nin Feride Abla’sı, ‘Namuslu’nun Naciye’si, Nahide Şerbet’imiz, iki gözümüzün çiçeği, kuyruklu yıldızımız gitti…
hiçbir sanat insan kalbinde
bu kadar yüce bir insanlık
duygusu uyandıramaz.”[1]
Platon’un, “Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir”; Esma Redzepova’nın, “Müzik fakirlerin tek lüksüdür, şarkı söylerken kötü düşüncelerden uzaklaşır,” tespitlerini paylaşan birisi olarak müziği önemseyenlerdenim.
İnsan beyni aslanın pençesinden
daha korkunç bir silahtır.”[1]
Virginia Woolf’un, “Ne hoş bir güzelliği vardır, hafif adımlarla, gülümseyerek dünyadan geçenlerin. Kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların, onurlu bir yaşamı seçenlerin,” betimlemesine sonuna dek layık olanlardandı…
* * * * *
Nereye nasıl defnedildiği bilinmeyen, sessizce aramızdan çekilen sanatçıydı; 2019’la beraber sessiz sedasız göçüp gitti.
âşkın altın yasasıdır o.”[2]
“Uyuyamayacaksın/Memleketin hâli/ Seni seslerle uyandıracak/ Oturup yazacaksın/ Çünkü sen artık o eski sen değilsin/ Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin/ Durmadan sesler alarak/ Sesler vereceksin/ Uyuyamayacaksın/ Düzelmeden dünyanın hali/ Gözüne uyku giremez ki... Uyuyamayacaksın/ Bir sis çanı gibi gecenin içinde/ Ta gün ışıyıncaya kadar/ Vakur, metin, sade çalacaksın.”
Melih Cevdet Anday, bu dizeleri, Telgrafhane şiirini, 1952 de yazmıştı…
her şey mümkündür.”[1]
“Devrimci-Halkçı Yerel Yönetim”lerle de sınırlı olmayan “Alternatif Yerel Yönetim” konusunda konuşmak, yazıp-çizmek kolay değildir. Çünkü derin bir tarihsel arka plan bilgisine; ayrıca da enternasyonal ölçekte aktüel pratiklere vakıf olmayı gerektirir…
seslenmeyen yazar
mutsuz ve çaresiz bir yazardır.”[1]
Rainer Maria Rilke, “Yazmadan, yaşamayı becerebileceğini sanıyorsan, yazma!” derken; yazmanın ne demek veya ne kadar önemli olduğunun altını çizer…
İnsan ve insanlık için, yaşadığı her yılın hakkını vermiş biri için -belki- 90’lı bir yaş yeterince uzun sayılabilir; ama yine de Cemal Süreya’nın dediği üzere, “Her ölüm biraz erken ölümdür”… Yine de erkendi Onun çekip gitmesi…
Siz bakmayın Rotterdam İslâm Üniversitesi Rektörü, Osmanlı Araştırmaları Vakfı mütevelli heyeti başkanı Ahmet Akgündüz’ün, “Yaşar Kemal’in hayatında, Ona Allah rahmet eylesin diyeceği bir ipucu bulamadığını”[2] söylemesine!
geçmiş, geçmiş bile değildir.”[1]
1915, Ermeniler için “Medz Yeğern/ Büyük Felaket”, Süryanîler için “Seyfo/ Kılıç”, Rumlar için ise “Sfagi-Xerisomos/ Katliam” demektir; yani soykırımın kardeş dillerdeki telaffuzu budur; böyledir.