Kaçak Gecekondu 5

Şenol Durmuş kullanıcısının resmi
Taşı, toprağı altın diyerek yıllar boyu İstanbul'a gelerek kâh gecekondularla kâh şehrin kenar mahalle kıyılarında bir mesken edinen köylüler sonunda bu gücünü 1994 yerel seçimlerinde gösterme fırsatı buldular.

Uzun Adamın partisi büyük bir sürpriz yaparak seçimden birinci parti olarak çıkacaktı. Eyüp ilçesinde yaşayanlar seçimin ertesi günü büyük bir şok geçirecekti. Birçoğu Balkan göçmeni olan ilçe ahalisinin birçoğu eski İstanbullu kesimden sayılırdı. Ayrıca eski Osmanlı saray erkânı çalışanların torunları da burada yaşıyordu. Bu insanlar gördükleri manzara karşısında adeta küçük dillerini yutmuştu. Sabahın erken saatlerinden itibaren irili ufaklı birçok araç konvoylar halinde Eyüp ilçesinde dolaşmaya başlamıştı. Eski model külüstür otomobiller bir yana kamyonlar, kamyonetler, minibüsler kornalar çalarak adeta bir köy düğünü havasında ilçe sokaklarında boy gösteriyordu. Şalvarlı, çarşaflı, kasketli, poturlu gibi çeşitli kıyafetler içerisindeki bu insanlar zafer çığlıkları atarak kendilerini seyreden eski Eyüp sakinlerine, sanki bir savaşta mağlup edilmiş bir ülkenin esir halkı gibi bakıyorlardı. Birçoğu zevkten olacak ki çıldırmış gibiydi. Naralar, sloganlar, haykırmalar o gün akşama kadar tüm ilçe sokaklarını inletecekti. Bu konvoylar eşliğinde Uzun Adam büyük şehir belediyesinin Saraçhane’deki binasına girerek eski belediye başkanından görevi devralacaktı. Ve o eski belediye başkanını yuhalayarak, hakaretlerle o binadan göndereceklerdi. Diğer ilçe belediyeler de buna benzer devir teslim törenleriyle el değiştirecekti.
 
Uzman tarihçi Şarapçı İsmet’e göre bu davranışlar ve hareketler gayet normal sayılırdı. Ona göre bu tipik bir köylü davranışıydı. Yeri geldiğinde o köylü intikamını almasını bilirdi. Asırlar boyu sistemden dışlanan bu makam ve mevkilerden hor görülen bu insanlar elbette bu tepkisini bir şekilde gösterecekti.
 
Seçimin ertesi gününden itibaren şehrin sokaklarında birikmiş olan cumhuriyet döneminin çöp yığınları bir anda toplanmaya başlanmıştı. Sık sık kesilen sular ise gürül gürül akıyordu. Kepçeler, dozerler çalışmaya başlarken toprak yollar bir anda asfalt yol oluyordu. Neler oluyordu? Alışılmadık bir durumdu. Köhnemiş devlet kurumlarından yıllardır beklenen bu hareketi bu parti belediyeleri kısa bir sürede yapmaya başlamıştı. Bu soruya da Şarapçı İsmet tek kelimeyle "Kısa dönem köylü çalışkanlığı" diyordu.
 
"Bakınız köydeki tarlalara. Hepsi bir düzen ve intizam içerisindedir. Tohumlar bir sıra ve düzen içerisinde ekilmiştir. Tarla çevresinde su yolları vardır ve düzenli şekilde akar. Sularımızın kesilmemesi bu yüzdendir. Ahırlara bakınız. Her sabah hayvanların gübreleri, pislikleri temizlenir. Çöplerimizin de düzenli toplanmasına bir nedeni budur. Yeni yolların yapılmasının nedeni de yeni sınırların açılması ve yeni tarlalara ulaşmaktır. Ama şunu unutmayın. Köylü üç ay çalışır, dokuz ay yatar. Sonra tarladan ürünleri bekler. Ahırdaki hayvanlarında fazlaca yavrulamasını bekler… Sonra bu düzen işleyişinin devam etmesi için her sabah hocanın peşine takılır. Sabahın köründe namaza durur. Tanrıya dua eder. Bu düzen böyle bir düzen işte "
 
Kısa dönem köylü çalışkanlığından etkilenen şehirli elit kesimde bu çalışmadan etkilenmiş olacak ki kendileri de bu köylü kesime katılarak sonraki yıllarda Uzun Adam’a destek vererek onu iktidara taşıyarak ülkenin tek adamı yapacaklardı. Bir Avrupa gazetesinin attığı başlıkta olduğu gibi. " Türkiye'de son seçimde de değişen bir şey yok. Tek kişilik gösteri devam ediyor " diyeceklerdi.
 
Belediye seçimleri ile yıllar boyunca ezilmiş bu gecekondu insanları birçok makam ve mevkiiye ulaşmışlardı. Bir kasap imar müdürü oluyordu. Bir çay ocağı işleten üniversite mezunu zabıta müdürü olurken minibüs şoförü daire başkanı, bir bakkal fen işleri müdürü olacaktı. Bu kaçak gecekondudan çıkan insanlar halkın içinden çıkan insanlardı. Milli irade kendini gösteriyordu.
 
Eski tarihlerde köy meydanlarında, kenar mahallelerde geçici olarak sirkler, panayırlar hep kurulmuştur. Burada sahneye çıkan palyaçolar, cambazlar, oyuncular, hayvanlar insanları hem güldürmüştür hem eğlendirmiştir. Ama sahneye çıktıktan sonra bu seyircileri de kendilerine katıp, cambazlarıyla, palyaçolarıyla birleşip sonra hep beraber turneye çıkan bir tiyatro bir sirk ekibi herhalde dünya tarihinde olmamıştır. Köylü kurnazlığı siyaseti bunu başarmış gibidir. Şarapçı İsmet Uzun Adam ve peşindekilerle ilgili bu ilginç hikâyeyi bu siyasetle ilişkilendirir.
 
" Vaktiyle bir kambur kasabada pazara dolaşmaya gitmiş. Dolaşırken bir hamamın vitrinindeki yazıyı görmüş. Yazıda: "Her türlü kambur düzeltilir " diye yazıyormuş. Kambur hemen içeri girmiş. Tezgâhtaki adama sormuş:
"Ne yapmam gerekiyor" demiş.
Adam ona hiç bakmadan havluyu uzatmış. "Parayı ver sonra içeri gir. Göbek taşının ortasına otur." demiş.
Kambur heyecan içerisinde hemen içeri girmiş. Göbek taşının ortasına oturmuş. Bir süre sabırsız halde beklemiş. Çok geçmeden küçük bir kapı açılmış. İçeriden sırasıyla yedi cüce çıkmış. İki ellerini çenelerine birleştiren cüceler birbirlerine yapışarak göbek taşı etrafında dans ederek dolaşmaya başlamış... Sonra da:
 "Çarşambadır, Çarşamba. Çarşambadır, Çarşamba" diyerek dönmüşler.
Kambur şaşırmış:
"Durun yahu ne Çarşambası bugün Perşembe. Perşembe bugün. Ne diyorsunuz siz yahu?" diye itiraz etmiş. Daha lafını bitirmeden sırtına müthiş bir ağrı binmiş. Cüceler geldiği gibi kapıdan çıkıp kaybolmuş. Sırtını ellediğinde iki kambur görmüş. Ertesi gün bir daha hamama gelmiş. Tezgâhtara sormuş:
"Ne oluyor yahu?"
Tezgâhtaki adam kamburu kızarak, uyarmış.
"Al şu havluyu bir daha içeri gir. Sana ne derlerse onu yap. Doğruyu söyleme lüksün zaten yok. Sırtında bir kamburun var, bunu sakın unutma!"
 
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...