Takmazdık, duymazdan gelirdik hep onları. “Başka işiniz mi yok sizin!” derdik hep birlikte, ağız birliği edercesine.
Aydın Nazilli Cezaevinden tahliye olan bir yoldaşı santral garaja götürdük. Neredeyse tüm mahalleli oradaydı. Yıldız Ana geldi yanımıza, gülümsedi ağzındaki altın dişlerini göstererek.
‘’Tekrardan geçmiş olsun oğlum’’ dedi. ‘’Memlekete varınca, bir kız bul evlen onunla’’
Yoldaş utandı, yanakları kızardı. Anam yanına geldi elini dostça attı omzuna. Yanaklarından öptü onu. ‘’Madem çok ısrarlısın Yıldız Hanım çocuğun evlenmesi için kızını ver alıp götürsün yanında, boş gitmesin.’’
Gözleriyle Nurcan’ı arayıp buldu. ‘’Gel kız yanıma ‘’dedi. ‘’Anan verdi seni…’’
Yıldız Ana yüzünü düşürdü. ‘’Bilmem ki’’ dedi çaresizce. ‘’Kız ne diyecek? Bir de ona sormak gerek!’’
Nurcan gelip yanı başında durdu; gülmemek için dişlerini dudağına geçirmişti…
’’Kızım sana soruyorum?’’ dedi Yıldız Ana. ‘‘Evlenmek istiyor musun bu çocukla?’’ derken kaşını ‘’hayır, isteme’’ anlamında yukarıya kaldırdı.
Anamdan İnciler 2 Stres Bileziği Kitabından