Devletin Memuru Olan Alevi de, Pir de Olamaz

Erdal Yıldırım kullanıcısının resmi
Biz Aleviler ve Alevi toplumu bu asimilasyoncu, inkârcı, yok sayan saldırıları ancak, “yol”a, “öğreti”ye daha sıkı sarılıp zalimlere, tiranlara, egemenlere tarih boyunca Alevice duruş sergileyen Pirler, Rayberler, Dedeler, Analar ve Mürşitler gibi güçlü bir bilinç ve dirençle karşı çıkarak savuşturabilir ve geleceğe daha umutla bakabiliriz. Alevice duruş sergileyip zalimlere boyun eğmeyen tüm canlara aşk olsun!

 
İktidardaki asimilasyoncu, tek tipçi, inkârcı zihniyet ve Diyanet, bu Muharremde  de devletin ve diyanetin paralı memuru haline getirdiği 96 Alevi Dedesini çeşitli Avrupa ülkelerine gönderiyor.
 
Fethullah Gülen'in yakın dostu İzzettin Doğan’ın CEM Vakfı, Almanya Hamm ve Çevresi Alevi Kültür Birliği Derneği ve Baba Mansur Derneğinin Diyanet ve hükümetle yaptıkları işbirliği sonucu geçtiğimiz yıllarda da yüze yakın “yüzsüz” sözde Alevi dedesi Almanya, Fransa, Avusturya, Belçika, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Bulgaristan, Kosova, Yunanistan, Romanya ve İngiltere’ye gönderilmişti.
 
Geçtiğimiz yıllarda özellikle yurtdışındaki Alevilerin örgütlülüklerini ve birliğini bölmek ve bozmak, Alevileri asimile etmek ve devletin Alevisini yaratmak üzere birer devlet memuru olarak görevlendirilen bu paragöz rant düşkünleri, Avrupa'daki Aleviler ve Alevi örgütlerince Cem evlerimize alınmadılar ve hak ettikleri yanıtı aldılar. Bu devlet memurlarının Alevi toplumunda bir kez daha aynı yanıtı alacaklarından kimsenin  kuşkusu olmasın..
 
Hükümet yıllardan beridir Alevi toplumunu ve birliğini bozmak için başta İzzettin Doğan2ın CEM Vakfı, Fermani Altun’un Dünya Ehlibeyt Vakfı ve bizzat Fethullah Gülen ve AKP tarafından kur(dur)ulan çakma Alevi dernek ve federasyonları aracılığıyla Alevi asimilasyonunu sistematik ve planlı bir şekilde sürdürmek istiyor. Söz konusu kurum ve başındaki kişilerle bir takım rant, makam ve çıkarlar doğrultusunda bir anlaşma yapıldığı, bu anlaşmaya göre de Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir daire başkanlığı oluşturulacağı, bu daire başkanlığın emrinde de her vilayetten dede, zakir ve bir hizmetlinin olacağı bir kadro organizasyonu gerçekleştirileceği biliniyor.
 
Diğer yandan tarihin her döneminde ve her toplumda inancına, tarihine, toplumuna, yola ve öğretiye ihanet eden bir takım ilkesiz, ihanetçi ve rantçılar hep olagelmiştir. Bu yol düşkünlerini, birkaç kuruşun esiri olup topluma kötülük yapan hainleri, zayıf kişilikleri gördüğümüz her yerde hak ettikleri deşifre etmek ve her platformda toplumun zarar görmemesi için teşhir etmek zorundayız.
 
Alevi “Dede, Ana, Rayber / Rayver, Mürşit ve Pirleri” binlerce yıl tüm zorluklara, baskılara, katliamlara karşın, Alevilik “Yol” ve “Öğretisini” bugünlere taşırlarken, hiçbir zaman yönetenlerin, egemenlerin hizmetlisi, memuru olmamış ve herhangi bir maaş, mevkii ve makam peşinde de koşmamışlardır. Pirlerimiz yola hizmetleri karşılığında, taliplerinin gönüllerinden kopan “hakullah” ve “çıralığ” dışında da herhangi bir bedel almamış, ya da talep de etmemişlerdir.
 
Zaten gerçek Alevi pirleri, anaları, rayber ve mürşitleri inanç gereği, yol, öğreti gereği yönetenlerin, sistemin emrinde olmazlar. Yönetenlerden maaş almaz, memur ya da emir kulu hiç olmazlar. Pirlerimiz Alevi öğretisi gereği “el ele, el Hak’ka” dediğimiz hizmeti verirken herhangi bir karşılık beklemezler, salt “kul hakkı” olarak talip, pirine gücü oranında ve gönlünden koptuğu kadar bir meblağ verir. Kaldı ki, Pirler bu meblağı da genellikle toplumda yine ihtiyacı olana verirler.
 
Eğer Pirlerimize hizmetleri karşılığında yaşamlarını sürdürmek için bir bedel ödenecekse, bu bedel bugüne kadar olduğu gibi Alevi kurumları, Alevi örgütlülüğü ve Alevi toplumu tarafından karşılanmalıdır. Hükümet, Diyanet İşleri ve herkes iyi bilmelidir ki, Alevi Pirleri, tarih boyu inanç, yol ve öğretiyle ilgili hizmetlerini herhangi bir kişisel çıkar, makam, mevkii, rant ve para karşılığında yapmamışlardır. Devlet ile işbirliği yapıp, Aleviliğin asimilasyonuna hizmet edenlere de çağrıda bulunuyor ve Alevi Pirlerinin devletin maaşlı memuru olmamalarını bir kez daha anımsatmak istiyorum. 
 
Biz Aleviler ve Alevi toplumu bu asimilasyoncu, inkârcı, yok sayan saldırıları ancak, “yol”a, “öğreti”ye daha sıkı sarılıp zalimlere, tiranlara, egemenlere tarih boyunca Alevice duruş sergileyen Pirler, Rayberler, Dedeler, Analar ve Mürşitler gibi güçlü bir bilinç ve dirençle karşı çıkarak savuşturabilir ve geleceğe daha umutla bakabiliriz.
 
Alevice duruş sergileyip zalimlere boyun eğmeyen tüm canlara aşk olsun!
 
Erdal Yıldırım
30 Eylül 2016

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...