"ESKİ DEMİRLER ALIRIM..."KEMER İSTASYONU

Sedat Öncer kullanıcısının resmi
“Gitme !...Sen gidince burada hiçbir şey kalmayacak !” diyordu.

Alsancak yönüne doğru Kemer istasyonunu ve hemen ardından gelen geçidi geride bıraktığınızda,
Sağ tarafta ana hatta paralel rayların yanında çok eskilerden bir yapı görürsünüz.
Tarihi yüz yıldan daha eski bu yapı Kemer istasyonu ile aynı yaştadır.
Birlikte inşaa edilmiş ve istasyonun ambarıdır burası…
Yük vagonlarına öte beri yüklenir yüksek rampasından…
2004 yılında burada çekim yapmamış olmamım pişmanlığını yaşamaktayım…
Yıl 1967 iken ambarın yüksek rampasında bir kara vagon durmaktaydı.
Bir yaz günüydü ve vakit hayli erken olmasına rağmen hava oldukça sıcaktı.
Birileri eşya yüklüyorlardı bu vagona…
Ev eşyası…
Öncerlerin ev eşyaları…
Gidiyorlardı artık buralardan ve yolları ata memleketine doğruydu .
Ağlamamıştım,gözlerim bile nemlenmemişti .
Yalnızca içimde derin bir burukluk olduğunu anımsıyorum,
Bir daha hiç göremeyecekmişim gibi bakarken Kemer istasyonuna.
***
O vakitler çok sevilen bir şarkıydı…
Sanki ben ve Kemer istasyonu için yazılmıştı…
“Hani o bırakıp giderken seni,
O öksüz tavrını takmayacaktın.
Alnıma koyarken veda buseni,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın…”…
Kemer istasyonunun taş binasının sabah güneşindeki gölgesi önüne düşüyor,
Bu sıcakta buz kalıbı olmuş yüreğime saplanıyordu.
Adeta ölen birinin dudaklarındaki soğukluk gibiydi.
Çok soğuk bir buse konduruyordu alnıma.
***
Yeni yeni öğrendim ben,
Küçük bir öpücüğün konuşmaya gerek olmaksızın çok şey anlattığını…
2004 yılında buralarda video çekimi yaparken,
Rayların sağındaki ve solundaki ecnebi mezarlıklarının olmadığını gördüğümde,
Aklıma korkutacakları çocuk kalmadığından yıkılıp gitmiş olabilecekleri gelmemişti…
60’lı yıllarda demiryolu kenarında Meles’e doğru çitlenbik ve akasya ağaçları vardı.
Çocuk açlıkları doyururdu salkım salkım beyaz çiçeklerinin tatlımsı lezzeti akasya ağaçlarının.
Onlar da yoktu şimdi…
Muhtemelen aç çocuk onları terk edip gittiğinden kurumuş olmalılardı…
Kara trenler neden olsundu ki !?...
Numaralarını hafızasına alacak,vagonlarını sayacak o sevdalı çocuk mu kalmıştı buralarda !?...
Keza üstü pöti kareli kaplama taşlar da sökülmüştü.
Üzerinde üç taş oynayacak çocuk olmayınca neye yarardı ki bu taşlar !?...
Ondan sökülmüş olmalılardı yerlerinden.
***
Yıl 1967 iken çocuktum ve Kemer istasyonunun soğuk veda busesini anlayamamıştım…
Şimdi anlıyorum ki ,
“Gitme !...Sen gidince burada hiçbir şey kalmayacak !” diyordu.

Not:Fotoğraf Orhan Berent'e aittir.
Öyküde bahsedilen Kemer istasyonunun ambarından çekilmiştir.

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...