Zehir
Kocaman bir çocuk yüzü belirdi pencerede. Ve aniden silindi.
Sesim, TEK’leyerek Batı Yakası’ndan geldi. Şahin avazı gibi berraklaştı gök kubbe. Birbirlerini iç içe doğuran tınıların odak noktasındaki gölgeye doğru ilerledim. İçtiği feyz cürasıyla, kendi yüreğinde barınmayı ahlak haline getiren Barak Baba’yla karşılaştım birden. İşaret parmağını kaldırdı,
“Zehir seferberliği var, benim gibi giyin,” dedi.