Gülefer Cambaz Savran ağ günlüğü

Hayat Işığımdı

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Duvarın diğer tarafından bastonuna dayanarak acılar içinde gelişini görür gibi olurdum ve bilirdim bu gece de dün ve ondan önceki gecelerde olduğu gibi ağrılardan uyumamıştır.
    O kapının arkasındaki sürgüyü yavaşça aralar, aralı yerden dışarıya seslenirdi yaşlılığın verdiği endişe ile. 
"Kim o ?"
"Teyze benim."
Aralı kapı kapanır, tekrardan ardına kadar açılırdı.
Onu o bu sabah da sağ salim karşımda görünce seviniyor ve yüzümde kocaman bir gülümsemeyle:
"GÜNAYDIN," derdim içimde ona olan bütün sevgimle.

Çöpteki Prenses

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Ayakta duran kalabalığa seslendi:
 “İlerler misiniz?”
 Hemen onun arkasından duran ve bir eliyle annesinin bluzuna asılan küçük kız çocuğu ile araya sıkışan kadın iki koltuk ilerisinde küçük bir kız çocuğunun oturduğunu görünce öfkeyle yanında bulunan şişman kadına: 
"Bayan bu çocuk sizin mi? Neden kucağınıza almıyorsunuz?" dedi sert bir ses tonuyla. Kadın aldığı tepkiden biraz utanarak, biraz şaşırmış bir halde etrafına bakınıp, çocuğu kucağına aldı.
     Esmer ve güzel kadın, öfkesini alamamış, konuşmaya devam ediyordu;

Seni Bağışlıyorum

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

İç sesim durmaz konuşurken, kirpik uçlarımda birer kurşun gibi duruyor gözyaşlarım. Biliyorum, birazdan göğsüme dökülüp vuracaklar beni. Bu duygunun pişmanlık mı yoksa kırgınlık mı olduğunu adlandıramıyorum...
Ani bir kararla askıda olan ceketimi alarak kendimi sokağa attım. Dışarıda sonbaharın bütün hüznü hâkim. Sarı yapraklar yol boyunca birikmiş, temizlik görevlileri ellerindeki çalı süpürgeleriyle çöp bidonlarına dolduruyor onları. Gökyüzünü kaplayan kara bulutlar birkaç saate kadar yağacak yağmurun habercisi…

Babam Tütün Kokardı

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

 O, düşük omuzları ve kederli yüzü ile ağır adımlarla yukarı çıkarken bütün merdivenleri tütün kokusu sarardı.

Çocuk heyecanımı durduramaz koşup ona sarılmak isterdim. Her defasında eliyle “Dur” işareti yapar, ben biraz kırılgan, biraz sabırsız yanımdan geçişini izlerdim.

Saatler öncesinden odun ateşinde ısıtılırdı termosifonun suyu.
—Hoş geldin, derdi annem 
—Hoş bulduk. Suyu hazır ettin mi?
—He, hazır sen yukarı çık hele.
—Bu kılıkta içeri girmeyi istemediğimi biliyorsun, üstüm başım ter ve tütün kokuyor.

Selo

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Kampın dışına birlikte çıktık. Denizle ormanın iç içe geçtiği bu saklı koyda bir süre ağaçların arasından yürüdük. Sahile yaklaştığımızda Lili Marlen Türküsü karşıladı bizi. Ardından Ahmet Kaya’nın sesini duymak hüzünlendirdi beni. ”Hoşça kal iki gözüm” diyordu melodide. Ağaçların dallarını denize dokundurduğu o küçük koyda oldukça eskimiş olan beyaz bir karavan ilk dikkatimi çeken şey oldu. Biz yaklaştıkça o aracın uzun yıllardır yerinden kıpırdamadığını fark ettim. Lastikleri yarıya kadar toprağın içine gömülü ve etrafında ağaç dalları boy vermiş. Yüksek sesle türküye eşlik ediyordu.

Benim adım DUYGU!

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

 Bu uzun boylu, iri yapılı kadını nereden tanıdığım aklıma gelmiyordu, çıkaramıyordum. Soruyu tekrarladı: "Sizi bir yerden tanıyorum fakat çıkaramadım." Zihnimde aniden bir ışık yanar gibi oldu ve ağzımdan çıkmış bulundu: "Apo sen misin?" Gülümsedi bu kocaman gülüşü ve simsiyah gözleri unutmam mümkün değildi aslında.
O hep farklıydı diğerlerinden. Çalıştığım atölyeye ilk geldiğinde annesinin elini sıkı sıkı tutan ürkek bir çocuktu.

Saadet Abla

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Çok eskimiş olan gramofondan Müzeyyen Senar şarkıları duyulurdu. Masa hazır olduğu zaman içeriye seslenir, içeriden bütün heybeti ile Cemal Abi çıkagelir ve yerine otururdu. Âdetiydi önce eşi yerine geçip kurulacaktı. Kendisi sonra oturur ve sandalyesini iyice Cemal Abinin dibine yanaştırırdı. Daha önceden masaya yerleştirdiği rakı bardaklarını doldururken gözlerini sevdiği adamdan ayırmaz, onu hayranlıkla izlerdi.

Seher

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

       Bugün bir tuhaflık var üzerinde. Yine aynı yerine oturmuş, çantasından çıkardığı sigarasını arayıp bulduğu çakmağı ile yakmaya çalışıyordu. Her zaman güzel sözler duymak bahanesi ile yanına çağırdığı falcı kadını da yanından tersleyerek uzaklaştırmıştı. Kadın buna anlam verememişti. Ama onun delice bakan gözlerinden ürkmüştü.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
SINIRSIZ KÜTÜPHANE Tutsakların içeride yazdığı yüzden fazla kitap, resim ve karikatür ile fotoğrafçıların bu temada çektiği / yaptığı fotoğrafları...

Konuk Yazarlar

ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
RSS - Gülefer Cambaz Savran ağ günlüğü beslemesine abone olun.