Çocuk İşçiye Füg
I/
Mobilyacılar sitesinde, on altı yaşında
asansörle duvar arasında çöl
sıkışık hayat denkleminde koşa koşa
istatistik verilerine düşürülen av
I/
Mobilyacılar sitesinde, on altı yaşında
asansörle duvar arasında çöl
sıkışık hayat denkleminde koşa koşa
istatistik verilerine düşürülen av
I.
Yükseklik korkusuyum zirvenin
boşluktan vadilere geçer atlarım
haritalarda kahverengi bir sembol
lekeli hüzünlerin haziran şüphesi
seğiren pencerelerin uzak sekmesi
dağılırım keyifle biçtiğin vesveseye
II.
renklerini soyunan tavus kuşunun
kilimlerde unuttuğu eşik resminde
değişmeyen neyi varsa fonografik
kitabelerin yüzüne çiziyorum aşkı
yakılmış seslerden geliyorum güze
yasak katındaki erguvan çığlıklarla.
Uçurtmasıyla bir çocuk
kuşlarla kanatlanırken göğe
nasıl öldürülebilir kentin kalbinde
nasıl düşürülebilir gaz bulutuyla
ah resmin geliyor aklıma
ne kadar çocuk ne kadar umutlu.
I/
Boynuma asılan tılsım, kantaşı
taşır gök ırmaklarından kül
lav ve tüfle yüklü yangınını
sahraya açılan derin kanyonda
gözyaşı şişesidir düşürdüğüm
şıngırtısı var bulutların içinde
derininde kadınların güz sancısı
lanetlenmiş kavimlerin göç yolu
ortası kan, doğusu kan, batısı kan
seste kan taşta kan kanda kan taşı
Ufacık kırmızı kuştu sabah yeli
korkarak kondu penceresine kentin
çığlıklı zamanlarında kum saati
canhıraş düştü evlerden içeriye
Unutmadım hikayesini sandık altı
kanaviçenin mor söylemindeki gül
Derinliğine açılan yaşanmışlıkların
döküp gittiği çakıl taşlarını suskuda
gözlerime inen kurtların ulumasını
İncelen sular duruyordu sahrada
kanadı koparılmış yusufçuklar gibi
ışık kümesiyle gökyüzüne doğru
koşar adım düşeyazdı kalbim sisle
kalbim sağanaklar kaçağı, uğrağı
Usturasını dayamış hüzün sesine
alnıma koşuyor alnı ak taylarım
Serhat’ta uzaklığın kuyularında ol
akşam kızıl pelerinli bir matador
Kalbine komşu iç yanılgılarınla
kanatır gövdene meyilli su
limon ağaçlarının tragedyasını
çizmiş arılar gündüze
susar upuzun leylak alnında
göğe kıyı yağmur kuşları
içine sığmaz yıktığın bulut çiti
uzarsın dutların arasından
anlamadığın dillerle yorulur ağzın
nisan evinde yangınsın şimdi.