Şiir
Emanet
Bir düş vardı
Sen dönüyordun göçmen kuşlarla
Yuvasını önceden bilip,
Çalmadan açıyordun kapıyı.
Hani bir tahtı vardı evimizin
Hiç bir sarayda olmayan
Yeşil panjurları güneşe bakan…
Ormanların en kuytusunda gizli
İçinde yalnız sen ve ben...
Hani bir gerçek vardı,
Sen gidiyordun göçmen kuşlarla
Zamanından sonra gelen
Bir sevgiye koşuyordun.
Bir kız vardı kolunda hani,
Ak elli, ak tüllü…
Hani saracaktın ince belini
Çoğalacaktın çiçekler gibi...
Bir Zamanlar
Gözlerimdeki Yaşlar
Sefaletin Borcu
düşlerim kimliğim kadar tehdit yayılımında
üşüyor adımlarım inlerken ardımdaki izler
yanlışların kararsızlığında cehennem tomurcuklanıyor
cebimde iki alev parçası katlanırken buruşan
ve ben sefaletin burslarıyla yaşıyorum
hiçbir tadın şifresi açmıyor kilidini sevincin
artık yıllar israf
silik ve solgun
Zehirli Çiçek
DUVARLAR
Samuel
Savaşta ölüler gelir Samuel
el kol bacak gövde yerinde yok
sonra ağızları mühürlü olanlar
başsağlığı kuyruğuna girer
unutulmuş güz yapraklarıyla
ölüler mezarlara sığana dek.
Savaş Çığırtkanı
Anadolu'dan Seslenir (Tanıktır Türkülerimiz)
Tanıktır Türkülerimiz
Sanıktır Türkülerimiz
Dostluk bahçesinin gülü
Kerem’le Aslı’nın külü
YANIKTIR Türkülerimiz
Allı turnam kanat açar
Katar katar dosta uçar