Şiirleri ile Nâzım’ca Yaşa(T)Mak[*]
Teslim olmadan,
Boyun eğmeden,
El etek öpmeden yaşamaktır.”[1]
Özgürlüğün ve umudun örgütlü (TKP) komünist şairiydi; 61 yıllık yaşamının 12 yılını hapiste, 12 yılını sürgünde göğüslemişti.
Teslim olmadan,
Boyun eğmeden,
El etek öpmeden yaşamaktır.”[1]
Özgürlüğün ve umudun örgütlü (TKP) komünist şairiydi; 61 yıllık yaşamının 12 yılını hapiste, 12 yılını sürgünde göğüslemişti.
DÜŞ-KIYAMET
Gözlerin düşüyor aklıma
Bir bahardır başlıyor yüreğimde
Kuşlar çoğalıyor
iklim başkalaşıyor
Düşler çoğalıyor
içim başkalaşıyor
Sonra
Sonrası
Düş kıyamet
Adını söylüyorum
Kuşların uçmadığı zamanlarda
Yüreğimde bir kuş kanatlanıyor
Var mısın bir aşka
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapishane
Erol Zavar
Bilinmeze
Önümüz yörep
Tutunuyoruz
Yaban otlarına, kümelenmiş taşlara
Yuvarlanıp düşmemek için
Uçurumlardan
"Öğren-unut
Denize at
İğnenin ipliğin
Geri döndürmeyeceği yokluk
Yoktur" derdi
Dikiş dikerken annem
Şimdi gidip
Denize attıklarımı toplayacağım
Öğrenip unuttuklarımı
Hatırlayacağım
Ah!
Bilsen ki
Öyle bir yerde ki
Yokluk
Kırk yamalı bohçaya döndü
İpliği bir çeksen her parçası
Bir yere dökülecek
Lime lime olacak
İçerisi çok sıcak
Sarı lambanın
Işığı yansımakta
Solgun yüzüne
Bir Yarım Taş
Bakıcısı getirmiş hastayı
Bakım evinden
Yaşlıca bir amca
Bir ablası varmış
O da akıl hastası
Bir yatak boş
Hastası yok
Bir haykırış koptu
Gecenin içine
Bütün sesleri susturan
Ablanın sesi
Sanki
Akıp gidenleri
Tutmaya çalışıyordu
Başını yukarı kaldırıp
Kendi etrafında dönüyor
Dönüyordu
"Ah can
Ben aklımı sana verdim
Bilemedim ki
Sesinin ılıklığı dalgınlığımı ıslatırken
Anahtarı kayıp kalbin
Uzarmış menzili umuda
Hani ellerin bir mendil gibi düşerse yanıbaşıma
Yalın ayak düşerim sokağa
Ne kör vakitlere aldırış ederim
Nede o üryan sabahlara
Koşarım çıldırasıya
Kanayan yaradan gelişin tomurcuklanır belki
Gülüşün ve sesin keşfederken beni
Şu kalabalık yalnızlık düşer kimliğimden