“25 GÜN IŞIKSIZ, ELEKTRİKSİZ BİR HÜCREDE KALDIM…”

Adil Okay kullanıcısının resmi
" Sizinle o küf kokan, nemli yosun tutmuş hücrem yaşanır oldu. sıcak bir çay bile yoktu ama hücreme sevginiz, dostluğunuz ve dayanışmanız vardı. Ben sizinle hücremde çoğaldım. İçim ısındı. İyi ki sizin gibi güzel ağabeylerimiz, ablalarımız ve de dostlarımız var. Çok teşekkürler güzel abim…"

 
 
***
“Merhaba sevgili Adil abi, Gönderdiğin kitapları aldım. 25 Gün ışıksız, elektriksiz bir hücrede kaldım. Gündüz dışarıdan yansıyan ışıkla da olsa kitaplarını okudum. Bana, yalnızlığıma arkadaş oldular. Böylece sürgüne yollandığım yeni mekanda hücreli günlerin ilk kitabını, faksını, ve de mektubunu senden aldım. kendimi yalnız hissettirmediniz. Bu yüreğe, duyarlılığa ne desem az gelecek.. Sizinle o küf kokan, nemli yosun tutmuş hücrem yaşanır oldu. sıcak bir çay bile yoktu ama hücreme sevginiz, dostluğunuz ve dayanışmanız vardı. Ben sizinle hücremde çoğaldım. İçim ısındı. İyi ki sizin gibi güzel ağabeylerimiz, ablalarımız ve de dostlarımız var. Çok teşekkürler güzel abim….”[i]
(Gönül Bulut, Gebze kadın hapishanesi 27 Nisan 2019.)
 
Yukarıda yazdıklarım 25 yıldır tutsak olan ressam Gönül Bulut’un sürgüne gönderildiği Gebze hapishanesinden yazdığı mektuptan alıntıdır. Bir kurgu ya da senaryo değildir. “Gece Yarısı Ekspresi” filminden alıntı değildir. Bu gün müze haline getirilen Sinop ya da Ulucanlar hapishanesinden veya 80’lerin Diyarbakır, Metris ya da Mamak cehennemlerinden yükselen feryatlar değildir. 2019 yılında Gebze hapishanesinde yaşananların birinci elden aktarımlarıdır. Bu feryadı duyun diye aktarıyorum. Bu feryadı duyulur kılın diye aktarıyorum. AKP Devletinin zulümde 12 Eylül zebanileriyle yarıştığını anlayın bilmeyenlere anlatın diye aktarıyorum. Sadece bu mektup değil elbette. Daha bir ay önce Rabia Bıyıklı adlı radikal sol grup üyesi diye tutuklanan kadın tutsağın bana yazdığı mektubu paylaşmıştım. Zulüm tarihinde görülmemiş- duyulmamış bir olayı aktarmıştım. Hapishanede 5 Aylık hamile olarak giren Rabia’nın elleri kelepçeli doğuma zorlandığını yazmıştım. İki gün boyunca suni sancı verilirken kelepçelerinin çıkarılmadığını anlatan yürek yakan mektubunu www.gorulmustur.org adlı sitemizde yayınlamış basınla paylaşmıştık. Rabia henüz lohusa iken, bebeği kırkı çıkmamışken bir de o haliyle tabutlukta – ring aracında bebeği Mavi ile birlikte sürgüne yollanmıştı. (Bu gün itibariyle Rabia elektronik kelepçeyle ev hapsine alınmıştır.)[ii]
 
Tutsak ressam Aynur Epli’nin yazdıkları da inanılmaz ama gerçek. Üstelik mektuplarla aktarılan bu bilgiler hapishane okuma komisyonunun onayından geçiyor. Hepsinde “Görülmüştür” mührü var.
 
“Merhaba Adil abi, (…) 25 Mart 2019 tarihinde çok sayıda kadın gardiyanın eşliğinde yapılan aramada çekpas fırça sapları, temizlik yapılan malzemeler, çamaşır astığımız ipler, yedek çarşaf ve nevresimler, idareden kantinden aldığımız radyo ve kulaklıklara el konuldu.Bunlar sabah erken saatte ve çok kabaca yapılıyor.
Ayrıca  bazı özel eşyalarımız da alındı. Fular, eşarp gibi
Adalet bakanlığında genelge geldiğini kitaplarında alınacağı, sınırlı  kitap bırakılacağı söylendi. Diğer yandan açlık grevinde olanlara su vermez oldular.  Musluk suyu içsinler diyorlar. Hapishane şehir dışında olduğu için su kuyu suyu, şehrin şebeke suyu değil ve sağlıksız. (Aynur Epli, Şakran Kadın Kapalı Cezaevi, Aliağa- İzmir”)[iii]

 

Geçtiğimiz hafta da Düzce Ve İskenderun hapishanelerinden feryatlar yükseldi.

 

Şema Paşayiğit’in haberine göre: “İşkence iddialarıyla gündemden düşmeyen Düzce T Tipi Hapishanesi’nde hak ihlallerinin ardı arkası kesilmiyor. Hapishanedeki tutukluların; ters kelepçelendiği, sürüklenerek koğuşa götürüldüğü, süngerli hücrelere atıldığı ve burada bir saat tutulduğu, boğazlarının sıkıldığı, kafalarına tekme atıldığı iddia edildi.”[iv]
 
Gazete Fersude’nin haberine göre ise geçen hafta “Tutuklu ve Hükümlü Platformu’nun yayınladığı videoda, bir kadın “Hala iz var ellerinde, ayağına basamıyordu. Ayaklarını göstermedi bana. Dövüyorlar, ailelerine söylerseniz daha beterini yaparız diyorlar” diye konuyu anlattı. Başka bir tutuklu yakını ise, “Her hafta görüşüne gelirim, işkence yapıldığını kendisinden ve mahkum arkadaşlardan dinledim. Gidin kime güveniyorsanız getirin, sizi kurtarsınlar diye tehdit ediyorlar.” dedi.[v]
 
Tutsak yazar Engin Aydınalp’ten yeni aldığım mektupta ise açlık grevlerine değiniliyor:
 
“Değerli hocam,Takip ediyorsunuzdur, biz de birkaç aydan beridir süresiz açlık grevindeyiz. İki gün önce ölüm orucuna dönüştürüldü. (…)Devletin yaklaşımı bu şekilde devam eder ve çözüm geliştirilmez ise, üzülerek söylüyorum ki yine zindanlardan devrimcilerin tabutları çıkmaya başlayacak. Ağır bedel olacak ama, ülkenin durumu göz önünde bulundurulduğunda başka çıkar yol da görünmüyor maalesef. Umuyorum ki ölümler yaşanmadan çözüm bulunur ve gerekli adımlar atılır….”[vi]
 
Bu aktardıklarım yüzlerce hak ihlalinden, işkence vakasından sadece birkaçı.
Keyfi yasaklanan kitaplar, iletişim yasakları, infaz yakmalar, sürgünler akıl almaz boyutta.
 
***
Velhasıl duyduklarımız okuduklarımız dayanılır gibi değil ama gerçek.
Hapishanelerden gelen bu feryatlar yürek yakıyor.
Bazı doktorlar Hipokrat yeminini çiğneyip işkence görenlere sağlam raporu veriyor.
Özellikle OHAL’in ilanından sonra hapishanelerde hak, hukuk, adalet tanınmıyor.
Siyasi iktidar var olan yasaları bile uygulamıyor, keyfi yasaklamalar, tutuklamalar, karartmalar, kapatmalar hız kesmiyor.
Açlık grevine giren mahpusların sesleri yandaş medyada duyurulmuyor.
 
***
 
Dışarının karanlığını içeride zifiri olarak duyumsayan mahpuslar, çok zor koşullarda ayakta kalmaya, beden ve ruh sağlıklarını korumaya çalışıyorlar.
 
Onların seslerini duyalım, duyuralım, www.gorulmustur.org adlı sitemizde yayınlanan mektuplardan birinden adres alıp, bir mektup yazarak, bir kitap yollayarak moral verelim. Yalnız olmadıklarını hissettirelim. [vii]
 
Unutmayın onlar sizin, bizim için içerideler.
 
16 Mayıs 2019
Adil Okay
okayadil@hotmail.com

Kaynak: Nupel

[i] Gönül Bulut. Kadın kapalı ceza infaz kurumu. B 11 oda. Gebze- Kocaeli

[ii] Rabia Bıyıklı’nın öyküsü için bakınız:
http://gorulmustur.org/icerik/inanilmaz-zulum-siyasi-tutukluya-kelepceli...

[iii] http://gorulmustur.org/icerik/sergimizde-yer-alan-tutsak-cizer-aynur-epl...

[iv] http://gorulmustur.org/icerik/duzce-hapishanesinde-iskence-0

[v] https://www.gazetefersude.com/iskenderun-cezaevinde-tutuklulara-iskence-...

[vi] http://gorulmustur.org/icerik/gazeteci-engin-aydinalpten-mektup-var

[vii] http://gorulmustur.org/mektuplar

 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
SINIRSIZ KÜTÜPHANE Tutsakların içeride yazdığı yüzden fazla kitap, resim ve karikatür ile fotoğrafçıların bu temada çektiği / yaptığı fotoğrafları...

Konuk Yazarlar

ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...