Elma Çiçeği'nden Geliyorum

Berivan Yıldız kullanıcısının resmi
Merhaba dostlar, kitapseverler

Fırat'ı tanımanın hüznüyle bir şeyler yazmak istedim. Elma Çiçeği'nde tanıdım onu ve arkadaşlarını...

"Önce insan olunmalıydı ama insan olmak için belki yüzyıllar gerekecekti insanlık dünyası için. Belki de bin yıl. Kim bilebilirdi!" diyor Fırat. Kitap,  bu arayış ve sorgulamalarla yüzleri aydınlık bir geleceğe, yürekleri sevginin, adaletin hâkim olduğu bir dünya düzenine kavuşmanın mücadelesini verenlerle tanıştırıyor bizi.

"Hakkı yenilen çocuğun "Küstüm oynamıyorum!" demesi kadar kolay olsaydı keşke büyüklerin dünyasında hakkını aramak. Ve onun kırılganlığından vicdana gelen oyun arkadaşlarının yüreği gibi anlayışlı olsaydı keşke hak yiyenler..." ve büyüklerin dünyasında bu böyle değil maalesef. "Değişebilir, bunu yapabiliriz" düşüncesi mücadele etmekle tanıştırır işte. Bedelleri ağır olsa da. Kitabın konusu tam da buradan başlıyor.  Fırat'la birlikte o yaşamlara tanık oluyoruz.  Her dönemde olduğu gibi, yanan bir ateş var ve siz hangi taraftasınız: Çabanız ateşi söndürmek mi yoksa odun taşımak mı? Yaşamını yitirenler, sağ kalmak için sürgüne gidenler. Yaşamak için toprağından, sevdiklerinden, evinden, vatanından, hatta huyundan suyundan bile vazgeçip başka diyarlara göç etmek zorunda kalmak. Ve arkanızdan bir anne şöyle der:   

"Git oğul git! Gözüm görmese de hasretin başımda duman gibi tütse de uzakta ol ama güvende ol."

Sevgili Necmettin Yalçınkaya’nın kaleme aldığı bu romanda muhakkak kendinizden bir şeyler bulacaksınız. 

 Fırat'la birlikte çok yer gezeceksiniz. Cezaevi, meydanlar, kamplar...

Yani istesen de istemesen de bir arayış ya da kaçış. Sonunda “gurbet işte ancak çeken bilir” derler ya. Ama okurken hep bir iç çekiş halinde olan o yüreklerin kederini hissetmemek mümkün değil...

Keyifle okuyacağınız bir kitap desem pek doğru bir yaklaşım olmaz. Çünkü o insanların kederine ortak olacaksınız. Fakat size birçok şeyi sorgulatacak bir kitap... Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Okumanız dileğiyle,

 Yazarımız Necmettin Yalçınkaya emeğinize sağlık, eserlerinizin devamını dileyerek hoşça kalın, sevgiyle kalın...

 

 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...