Bugün 4 Kasım. Yepyeni bir pencereden bak bu sabah hayata. Çocuk masumiyetiyle, genç kalbinle, barış duygularınla, sevgi kalbinle ve bayram sevinciyle karşıla yeni doğan günü ve haftayı.
Gülümse! Hayata, geçmişe, yarınlara, umutlarına gülümse! Hatalarından dersler çıkartmayı öğrenmelisin. Unutma! Hayatta hata diye bir şey yoktur aslında.
Bizim hata sandığımız bütün o yanılgılara büyüklerimiz bu işe “tecrübe” diyorlar. Koyup önüne eksik yanlarını aynada kendine bakar gibi iyi bak.
Neydi hayallerin ve ne kadarını hayata geçirebildin? Bir elbiseyi çıkarır gibi çıkarıp koy bir kenara üstündeki başkalarına adanmışlıklarını. Sadece kendin ol bu güzel sabah.
Bu anı bir daha belki de asla yaşayamayacaksın, farkına var şöyle bir geniş kafesinden nefes al ve rahatla. Gönlünden ne geçiyorsa kalkıp onu yapmalısın. Kimsenin ne düşündüğünü umursamadan sadece sen ne istiyorsun diye olması gereken, yapılması gereken ve ertelenen ne varsa onu yap.
Gülümse! Ama önce kendine… Gülümse, önce kendine değer ver ki anlamlı kılınsın her bir saniyen. Aldığın her nefesin amacına ulaşabilsin. İçindeki potansiyelin ve seni sen yapan bütün o küçük ayrıntıların farkına var ve tadını çıkar.
Hem sonra mutluluk zaten küçük ayrıntılarda gizli değil midir? Hani daha önceki yazılarımda da hep belirttiğim gibi.
Unutma, kimse senin kadar güzel ve harika gülümseyemeyecek bu sabah yeni doğan güne. Kimse anlayamaz ki seni senin kadar. Ve kimse de sevemez senden başka böyle çıkarsız, saf, temiz güzellikte seni.
Hayatı, dahası kendini erteleme bu sabah. Sadece gülümse, gerisi nasılsa gelir.
Sımsıkı sarıl içindeki çocuğa. Bak Gazali ne güzel anlatmış: “Kendine değer ver ve gönlünü olgunlaştır. Çünkü sen sadece bedeninle değil, ruhunla insansın.”
Günümüz sağlıklı ve muhteşem olsun. Bol bereketli, sevgi dolu güzel bir gün, sonra hafta diliyorum…
Ali Cemal Türkmen – 4 Kasım
Hayata Gülümse!
Hadi bırak bir kenara heybendeki bütün o yorgun yıllarını, hayal kırıklıklarını... başkalarını mutlu edebilmek adına yaptığın ama zerre kadar mutluluk duymadığın bütün o rutin koşturmalarını.
Kategori:
Bunları Okudunuz mu?
Hapishane Edebiyatı
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan
Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
Tutsakların içeride yazdığı yüzden fazla kitap, resim ve karikatür ile fotoğrafçıların bu temada çektiği / yaptığı fotoğrafları...
Konuk Yazarlar
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı.
“Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...