NEDEN BEYAZDIR HEP O MASA?

Nural Yılmaz kullanıcısının resmi
Çığlığım isyanlarım olsa da sadece içimden...

Neden hep beyaz derler  o masaya, beyaz mıdır hakikaten?
Beyazsa neden beyaz? Kan daha iyi gözüksün diye mi? Turuncu, mor filan gibi enerjik  bir renk olsa daha iyi değil mi?
Beyaz güzeldir, çok da severim ama ameliyat masasına giderken  kefeni hatırlatmaz mı insana? Tuhaf!
Keşke mor olsa...
 
 
İçim daha rahat ve huzurlu artık. En kötüsü belirsizlikti. Ne olacak nasıl olacak diye düşünmek, içinden çıkamamak insanı deli ediyordu.  Şimdi ise  önümde bir yol var ve  yolun şeklini  şemailini görebiliyorum. Kolay bir süreç olmadığı kesin. Ameliyat, kemoterapi, radyoterapi derken aylarca sürecek bir maraton beni beklese de,  hazırım!
 
 
Hala saçlarım varken fotoğrafçı bir arkadaşım çocuklarımla poz poz  fotoğraflarımı çekiyor bahçede. Bu saçlar uzunca bir zaman benimle olmayacaklar. Tadını çıkarmalıyım. Son kez boyuyorum. Ameliyat sonrasında ağarmış saç diplerimin gözükmemesi lazım.  Son kez manikür pedikürümü yaptırıp hem elime hem ayak tırnaklarıma koyu bordo ojelerimi sürüyorum. Nural her zaman bakımlıydı, yine öyle olacak!
 
 
Lorraine geliyor bir haftalığına tatile, İngiltere'den dört kadın iş arkadaşıyla birlikte. Eşi Lewis gelmedi bu kez. Bir akşam hep beraber dışarı çıkıyoruz, altı kadın. Pür makyaj hazırlandım. Epeyce içiyoruz. Canlı müzik de var. Salsa yapıyorum çılgınlar gibi. Lorraine ne kadar güzel olduğumu söylüyor sürekli. Lewis telefon ediyor, görüntülü konuşuyoruz. Çok seviyorum bu çifti.
 
Dans ederken bir ara "Ben kanserim ya! Birkaç gün sonra ameliyata gireceğim ve şu an dans ediyorum" diye çığlık atmak istedim.
 
Derin bir nefes aldım! Sustum...
Beni eğlendirmek için uğraşan bu insanların  keyfini kaçıramamam. Çığlığım isyanlarım olsa da sadece içimden...  
 
Gözüm hep sol mememe gidiyor. Hani bebekler acıkınca annelerinin memesine yumulup, ağlamayla çığlık atma arasında çıkardıkları bir ses vardır ya... İşte tam da öyle isyanım bu gece: "Bu meme benim! Bu meme benim!"
 
 
Diyelim ki;  kendinize bir çift ayakkabı alacaksınız. O günlerde herkesin ayağına bakarsınız. Başka zaman dikkatinizi çekmeyen şey, o sıra gözünüzden kaçmaz.
Ben de artık yolda yürürken veya bir yerlerde gördüğüm tüm kadınların memelerine ve saçlarına bakıyorum sapıklar  gibi.
Es kaza kadının memesinin biri diğerinden ufaksa veya memeleri varla yok arası bir şeyse  'bak bu da meme kanseri' diye geçiriyorum içimden. Ya da kadının birinin saçı çok kısaysa 'hah bak bu kemoterapilerini yeni bitirmiş...
 
3 Şubat 2016, Fethiye

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

07/10/2025 - 19:12
06/28/2025 - 19:38
06/15/2025 - 12:53

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...