Hayat ne kadar garip

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi
“Öyle değil mi Gül?” dedi, onu tasdiklememi isteyerek.

Yüzüne bakamadım boncuk boncuk akan gözyaşları yanaklarından aşağıya süzülüyor oradan da göğsüne düşüyordu bunları söylerken.
Ben odanın içerisinde gözlerimi ondan kaçırarak sağa sola bakıyordum. Boğazımda kocaman bir düğüm olmuş, tükürüğümü bile yutmakta zorlanıyordum. Bir iki öksürür gibi yaparak ‘ne söylemeliyim?’ diye düşündüm. Olmuyordu böyle zamanlarda ne, nasıl söylenir bilemiyordum. Onu ilk defa böyle çaresiz gördüm. Yirmi beş yıldır tanırım Fatoş’u; kısacık boyu ve oldukça kilolu hali ile çok komik görünür ve buna rağmen oldukça hareketli oluşu şaşırtırdı beni. Gerçi her hareketinden sonra soluk soluğa kalır ve bu hali ona acımayla birlikte beni güldürürdü eşi Kerim Ağbi de bu haliyle dalga geçer onu kızdırırdı. Kızınca ağza alınmayacak küfürler ederdi. Denizli’nin o yöresel şivesiyle gülünce arka arkaya attığı kahkahalar bana Adile Naşit’i hatırlatırdı "Hadi bide kuzucuklarım de "derdim hoşuna gider tekrar o meşhur kahkahasını atardı. Başka bir şehre taşındıkları için uzun süre görüşemedik. iki gün önce telefon etti. “Bize gelmelisiniz” diyordu ağlamaklı bir sesle. “Kerim Agbiniz çok hasta.”
 
Çocuklarımı da yanıma alarak yaşadığı şehre, Denizli’ye gittik. Kapıyı açtığında onu epey zayıflamış gördüm. yorgunluktan ayakta duramıyordu. "Ağbiniz hasta, durumu da çok ciddi fakat o bilmiyor. İzmir’e kemoterapi görmeye getiriyoruz. Doktorlar, ‘iyileşmeyeceğini, hastalığının çok ileri bir safhada olduğunu’ söyledi. Yalnızca acılarını azaltmak için ilaç verildiğini’ söylüyordu Fatoş. Evin koridorunda “kendine bir şey söylemeyin” diye de bizi tembihledi. Odadan içeri girdiğimizde Kerim Ağbiyi çekyatta uzanırken gördük. Bizi görünce sevinçten ayağa kalkmak istedi, beceremedi. "Yat, yat rahatsız olma biz yabancı değiliz” dediysek de pek dinletemedik. "Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli” dedi. “Evet” dedim, “hayat mücadelesinden birbirimizi göremiyoruz.” "Ben biraz rahatsızlandım” dedi. "Geçecek inşallah abi” dedim. “İnşallah” dedi yere bakarak. Çocuklarla bir iki sohbet ettik. “Büyümüşler. Askerlikte bitti, oğlanı yakında evlendirirsin” dedi. “Nasip" dedim. “Düğününde harmandalı oynayacağım ben bunun" dedi" “Biliyorum hem de çok güzel oynarsın… Fatoş’la da dans edeceksiniz, göreceğiz inşallah” dedim. Kerim Agbi birazdan öksürmeye başladı, öksürüğü kesilmiyordu. Fatoş’un getirdiği havluya kan tükürmeye başladı. Korkudan gözleri kocaman açılmıştı. “Doktora götürelim” dedi çocuklar. Fatoş: “Gerek yok.” dedi, “ doktorlar ‘bunlar doğal şeyler, olacakmış’ dedi” Fakat çocuklar ısrar edince hastaneye götürüldü Hastaneden kısa süre sonra döndüler. Bir ağrı kesici iğne vurulup gönderilmişti. Yerine tekrar yatırılırken "Uzun süredir şöyle oturup şakalaşıp gülüşemedik önceden ne gülerdik birlikte değil mi?" dedi bana. “Sonra bir daha geliriz” dedim. “Gelin” dedi. Fatoş "Hem Kerim bizi Şirince’ye de götürür, orada şarap içeriz. Kerim geçen defa Çilekli şarabı çok sevmişti " dedi. "Gideriz "dedim, “gecen defa olduğu gibi kiliseye gider dilek de dileriz”
 
Gülmeye çalışarak, Fatoş ağlamaklı bir halde, çocuk gibi kocasını avutmaya çalışıyordu. “Kerim çok iyi olacak değil mi Gül?” diyordu yüzüne bakamıyordum. Başımı “evet” der gibi sallıyordum sadece. Kapıdan çıkarken tokalaştık. “Tekrardan görüşeceğiz” dedim. “Görüşelim” dedi Yol boyunca hiç konuşmadım, başımın içine binlerce güzel hatıra gezinip duruyordu. Gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım. Bir ara oğlum dikiz aynasından bakarak: “Ağlıyor musun sen validem” dedi. Oğluma dönerek: "Hayat ne kadar garip değil mi?” dedim, “belki de bir daha hiç göremeyeceğim birine görüşeceğiz dedirtiyor insana!”

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/25/2025 - 10:25
02/20/2025 - 10:30
01/18/2025 - 21:05
11/20/2024 - 20:50
11/14/2024 - 19:11

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...