SÜRGÜN SULAR
Topraktan güneşe yüz çevirince
Çekilmiş yay gibi gergindir sular
Alır da başını dökülür gider
Düşer koyaklara sürgündür sular
Yıllardır halkımın içindedir göç
Ekmek demek bizde büyük suç
Anadolu gibi özgürlüğe aç
Uzak topraklara sürgündür sular
Sanki ezgisini söyler yılların
Neşesi yeşeren kuru dalların
Yoksul yamacından doğar dağların
Yurtsuz umutlara sürgündür sular
Sular denizlere insan şehirlere
Göçtükçe içinden vermekte fire
Bakmayın sırtımda küf tutmuş kire
Yeni hayatlara sürgündür sular
Ne dal suya doyar ne su toprağa
Hayat veren odur ovaya dağa
Vurguni el varmaz kurumuş bağa
Yine alanlarda sürgündür sular
Abdullah Oral
Yorumlar
İnsanlığı Yaktılar
İnsanlığı Yaktılar
Aşkın kalesini yaptım gönlümde
Yıktılar haddini bilmiyon diye
İnsanı sevmeyi yazdım ömrüme
Yaktılar haddini bilmiyon diye.
Sevgi sellerine gönlümü sürdüm,
Gözlerimde seller, deryaya durdum,
Ben kendime neden niçini sordum!
Yaktılar haddini bilmiyon diye.
Dünyayı kuşattı iblis kavimi
Kirlettiler gökde açık mavimi
Gönül bahçesinde sevgi evimi
Yaktılar haddini bilmiyon diye.
Nice sevenlerle, aşkla söyleştim,
Gönülden gönüle güldüm eyleştim,
İyi yi, kötüyü dostça paylaştım,
Yaktılar haddini bilmiyon diye.
Aşkın, kazanında, piştim pişeli,
Kimi üzgün gördüm, kimi neşeli,
Gönül döner durur, aşka düşeli,
Yaktılar haddini bilmiyon diye.
Kimi uykulara, yenice dalmış,
Kimi benzin kiprit meşale almış
İnsana yakışmaz soysuz davranış
Yaktılar haddini bilmiyon diye..
Kimseye, eğmediğim diye başımı,
Vurguniyin sele kattım yaşımı
İçimde bir ateş zaman aşımı
Yaktılar haddini bilmiyon diye.
Ozan Vurguni
hayat bir kumardır ne kadar iyi oynarsan oyna bir gün mutlaka kaybedersin
Yobaza
Yobaz’a!
İnsan kimliğini alırdın, önce,
İnsanı hak bilip sarsaydın bir kez.
İnsan sofrasında hakkı bulurdun,
Sen özünde hakkı görseydin bir kez.
Kabarmazdı, kalbin öfkeyle kinle,
Savaşırdın önce kendi cehlinle.
kandırmazdın halkı imanla din'le,
hakkın divanına varsaydın bir kez
Takiyeler yapıp yalan katmazdın,
Dini kulanıpta küfre batmazdın!
Dünya için, insanlığı satmazdın
Sır değil serrini verseydin bir kez.
Öyle bir mîras ki, bu toprak bana!
Gülüp geçtin yobaz dökülen kana.
Anadolum güneş olurdu sana
Yüreği namluya sürseydin bir kez
Kandırdın ceddini oruç, namazla,
Nasıl bakacaksın maziye hazla,
Bakardın gerçeğe onurlu yüzle
Sen özünle dara dursaydın bir kez
İçinden zinayla cenneti andın
Haram meyveleri helal mi sandın
Yıkılmazdı evin’ başına kondun
Özgürlük düşünü kursaydın bir kez
İçinde fetbazlık, dışında hüzün,
En yakın dostuna, geçmiyor sözün,
Belik kızarırdı , o keçe yüzün!
Özünü meydana serseydin bir kez..
Yalanla büyürken dinsel inancın,
Özünde gizlice, büyüdü sancın.
Eşin olur muydu, kardeşin bacın
İçinde pis nefsi kırsaydın bir kez.
Bakmadın dünyanın önü’ ahrına
Düşürdün gönlünü rüşvet zehrine
Dönmezdin takiye yalan nehrine!
Vurguniye hakkı sorsaydın bir kez..
Abdullah Oral
hayat bir kumardır ne kadar iyi oynarsan oyna bir gün mutlaka kaybedersin
Yeni yorum ekle