Hazan yaprağına dönmek/ Yaşadıkça

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi
Onu ilk Amigra Dergisi’nin ve Aram Yayınları’nın ortak düzenledikleri öykü ve şiir yarışmasında tanımıştım. Kürtçe bir şiiri dereceye girmişti. O zaman henüz üniversite öğrencisiydi. Sonrasında, onun da bir hazan yaprağı gibi Avrupa’ya savrulduğuna tanık oldum. Hem o coğrafyanın kaderiydi oradan oraya savrulmak. Her görüştüğümüzde ülke hasretini dile getiriyor ve sessiz sakin bir şekilde şiirlerini yazıyordu. İçine düştüğü toplumun yabancısıydı. -Ki yabancılık duygusunu içinde taşıyan biriydi- Bu durumu şöyle formüle edebiliriz: Yabancıların içinde yabancıydı.

“Şiir kitabımı çıkartmak istiyorum” dediğinde, ona, Sınırsız Kitap ve Yayıncılık’ı önermiştim. Çünkü güveniyordum Sınırsız’a. Çok tanınan bir yayınevi değildi, lakin mütevazı, dürüst bir yayınevi... Bu kıstasları, günümüzde çok az kurum taşımaktadır.
Evet, Doğan Perto’nun kitabının çıkış serüvenini kısaca size aktarmış oldum böylece. Dosyasını görmemiştim. Neler yazılmıştı bilmiyordum. Aradan daha iki hafta geçmeden kitabı posta kutumda buldum. Kitabın ismi, ‘’Yaşadıkça’’ idi. Kitap ismini ilk şiirinden alıyordu.
yaşadıkça anlarmış insan
evrende var olduğunu
sevdikçe anlarmış
aşkın ne olduğunu
Yaşadıkça
Tam da öyle, insan yaşadıkça anlar yaşamın ne olduğunu. Hayat gemisi yol aldıkça deneyimlerimiz artar. Acı çekeriz kimi zaman. Tepeden tırnağa sarsılırız. Kimi zaman da sevinç kesilir yüreğimiz. Sevinçle haykırmak isteriz gökyüzüne. Buz kütlesine çarpıp paramparça olmasını bekleriz ki, bu yaşama konan son noktadır.
 Şair Doğan Perto’nun payına acı düşmüş. İngiltere’ye eğitim için gelmişken, kendini bir dönerci dükkânında bulur. Hapisten farksızdır. Fırsatını bulur bulmaz, soluğu ülkesinde alır. Tek memleketi Pazarcık’ta kalmaz, alır başını Hakkâri’ye, Diyarbakır’a gider. En büyük anasıdır Kürdistan ve gözünde her karış toprağı kutsaldır.
Annesi ve babası
Onu dokuz ay karnında taşımış ve yemeyip de kendisine yedirmiş olan annesini kaybeder. Babasının ölümünü duyar uzak diyarlarda. Acıları şaha kalkmıştır. Gecenin karanlığında dolaşır. ‘’kasabanın dar sokaklarında/ serseri bir mayın gibi…’’
Annesi ve babası için şiirler yazar. Kalemini yüreğine batırarak yazmıştır adeta. Yalnız, bence şiir acıların tazeliğinden çok sonra, tekrardan gözden geçirilmeli. Çünkü o esnada her şey dokunaklıdır ve hiçbir sanatsal kaygı taşınmaz.
Doğan Perto’nun ‘’Yaşadıkça’’ adlı kitabı, şairin ilk göz nurudur. Birtakım eksiklikler taşıması da normaldir. Benim gördüğüm ise, Doğan Perto’da bir ışık var. Okuyarak ve yazarak tüm kaleleri zapt edebilir. Evet, bu mümkündür…
Mehmet Söğüt
 
 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...