Mehmet Söğüt ağ günlüğü

GÖL VE DAĞ

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

gülümsedim,
ulvi maviliklere ağdı içim
kırık bir bankta oturmuştum,
karşımdaki göl bitiminde dağ papatyaları mihmanıydı yüreğimin.
sevince büründü martıların çığlıkları
bakışlarındaki zirve esintisi efilderken hâlâ,
karşımda onu gördüm
yurdumdu benim,
zarif, gülümsedikçe ayça yüzüne vurdu sevginin şavkı
ve sevinç çığlıkları attım…
mahzende çürüyen gayrimeşru bir cesettim,
terk edilmiş,
yapayalnız ve bir çiçek gibi belirdin,
öylesine derindi ki gözlerin dedim,
gözlerine otağ kurdum.
yoğur,

Vurgun

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Günyüzü görmemiş anılarıyla, gümbürtülü
Bazen de usulca ama önü sonu menziline varırmış
Kırık dökük, kimi zaman da sevinçle
Anladım benimki bağışlanmaz bir hataymış
 
Bırakın hicran yaralarımı göstereyim
Ürpersin görenler tepeden tırnağa
Gözlerinin rengine hüzün bulutları çöksün
Okyanus derinliğinde bakışların
 
Vurgun yemiş bir sünger avcısı gibiyim şimdi
Nefessiz kaldım, yaralarıma yenileri eklendi
İlk kez sevmedim tuzlu okyanus kokusunu
Çıkarın beni buradan, boğuldum boğulacağım

GERİYE DÖNÜŞ (6)

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

    Her insanın kendine özgü bildiği şeyler vardır. Buna tüm içtenliğimle inanırım. Yalnız her şeyi bildiği iddiasında olan insanların derin ve tehlikeli cahilliğini de görürüm. Biraz önce dedik ya, her insanın bildiği bir şeyler vardır.
   Bu dağlarda, bayırlarda dolaşan ve hiç okul yüzü görmemiş bir çoban da olabilir. Öyle ki bir çobanın doğa bilgisi, bazı uzmanlardan fazladır.

GERİYE DÖNÜŞ (5)

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Beni, ‘Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi’nin doğal öncüsü Ahmet Güden aradı. CAN TV’deki “Hase Ma” adlı programına bugün öğleden sonra saat ikide katılacaktım. Günleri şaşırdığım için hazırlık yapmamıştım. Zoom üzerinde doğal olarak ilk birkaç dakikasında heyecanlandım. Sonrasında sorduğu sorulara içtenlikle cevap verdim. Bölge insansızlaşmıştı. Kalanların bir kısmı üretimden kopmuştu. 

GERİYE DÖNÜŞ (4)

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

 

Nadir, durumumdan ötürü, işini gücünü bırakıp bir haftalığına benimle gelmişti. Halbuki başını kaşıyacak zamanı yoktu. Almanya’ya dönmeden önce Çiftlik köyüne ve yaylalara gidecektik. Bir gün öncesinde ise Gözpınar Restoranında içmiştik. Gece saat birde eve dönerken, “Aha dayımın ışıklarını gördüm. Oraya gidelim,” diyecekti. Tüm ısrarlarıma rağmen, gitmek zorunda kalacaktık. Demiştim size, “Nadir tam bir çılgındır,” diye. E benim de ondan kalır yanım yok.

GERİYE DÖNÜŞ (3)

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

    Sabah taziye için Yeni Mahalle Cemevi’ne gittiğimde, çocukluk arkadaşım Ahmet Tut’u gördüm. Birlikte Derviş amcamın masasına oturduk. Ahmet içindeki güzel çocuğa hiç dokunmamıştı; öylesine masum ve öylesine insan sevgisiyle doluydu ki, hayran kaldım.

  Musa Taş’ı görmek güzeldi. Ağaçlandırma Kampanyası’nın ve Aşağı Içme’deki projeyi konuşmak için Gözpınar Restorana gidecektik. Tabii yanımızda Bektaş Kısa da olacaktı. Bektaş bölgemizin en duyarlı, üretimde bulunan ve doğa aşığı bir insan. Üretimini de bilimsel bir çerçevede yapmaya çalışıyor.

GERİYE DÖNÜŞ (2)

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Neredeyse otuz iki yıldır, doğru dürüst memleketime gidememiştim. Pasaportumun süresi uzatılmamış, kimliğim ise kalu beladan kalmaydı. Ülke özlemim koca bir dağ ağırlığına dönüşmüş ve ben altında ezildikçe eziliyordum. Sonunda aşkımın kollarına koşmuştum…
  Yaşadığım onca badireden sonra nihayet köyümdeydim.

GERİYE DÖNÜŞ (1)

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Bu satırları yazmaya 14 Temmuz’da başladım. Çünkü cennete düşmüştüm adeta. Bir rüya olmalıydı yaşadıklarım. Ve bu rüyadan uyanmak istemiyordum.

Diyebilirsiniz, o dağların taşların özlenecek neyi var?

Bilmiyorum! Ben özlüyorum işte…

“Dönseydin seni tutan mı vardı?” diyeceksiniz. Haklısınız. Fakat bazı şeyler istediğiniz gibi yürümez. Daha da ekleyeyim, korona virüsün gazabına uğradım…

Üşüyorum

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Yoksun
Biriktirdiğim onca acıdan sonra, dudağıma değen gül nefesinle, tenim değseydi tenine
Varlığın alazını vururdu buz dağlarıma
O köhne istasyonda beklemek isterdim her gün
Yokluğun paslı bir hançer gibi içimde
Gelip geçen trenlere bakıyorum öylesine
Üşüyorum…
 
Halbuki yıldızlı bir gecenin gökyüzü boşluğunda, vals yapmak isterdim seninle
Eminim o an ışıltını kıskanırdı ezcümle
Hani buğulu acıların ilmeğinden geçecektik
Ak boşluğa ağıp sevinç kesilecektik
Gül yüreklim

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Mehmet Söğüt ağ günlüğü beslemesine abone olun.