İsviçre’nin Evliya Çelebi’si

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi
Üç şekilde insan ufkunun açılacağına inanıyorum; okuyarak, gezerek ve farklı farklı bilinçli insanlarla konuşarak.

Okumanın ve gezmenin insana çok şey katacağı kesindir.
Doğan Ceren yani İsviçre’nin Evliya Çelebi’si de okumayı, gezmeyi ve bilinçli insanlarla fikir jimnastiği yapmayı seven biri…
Aslında o birçok ülkeyi gezmiş biridir. Ama çok özel olan bir ülkeyi seçmiş.
O ülke 26 kantondan oluşan, dünya demokrasisinin iyi bir örneği ve dört farklı dili resmî olan İsviçre’dir. Söz konusu olan göllerin, dağların ve envai çeşit çiçeklerin ülkesi ise daha dikkatli incelemek gerek. Çünkü İsviçre’de öğreneceğimiz çok şey var. Doğan Ceren tüm bu fikirlerle, İsviçre’yi adım adım gezerek ve gezdiği yerleri yazarak ve fotoğraflayarak kitaplaştırmış.
Kitabı okurken gönlünü bir bir kıza düşüren çobanın hikayesini görüyoruz. Bu iki gencimiz ay ışığı altında kayıkla Blausee Gölü’ne açılırmış. O zaman aşık çoban kızın gözlerine dalıp mavi bir ışığa mı bürünüyordu, bilinmez. Belki sevgilisinin yüzüne düşen ay ışığını öpücüklere boğuyordu. Mavi bir sevdaydı onun ki. Çünkü kızın gözleri ışıltılı bir elmas gibi mas maviydi.
Bir gün çoban ağır ot destesini taşırken uçuruma yuvarlanıp ölür. Mavi gözlü kız vazgeçmez her gece göle açılmaktan. Annesi ve babasının ısrarlarını da dinlemez. Çünkü çobanla yaşadığı mutluluğu arar gölde. Bir gün kayığın battığını görürler. İşte mavi gözlü kızın gözyaşından Blausee’nin mas mavi olduğuna inanırlar.
Kitap bizi İsviçre’nin tarihi mekanlarında ve müzelerinde dolaştırıyor. Şelalelerin şırıltısında şiir yazmak istiyorsunuz. Romantikliğiniz tavan yapıyor ve sevgilinizle el ele en güzel aşk anılarınızı yaşamak istiyorsunuz.
İsviçre’yi kanton kanton dolaşırken, Solothurn’un mistik mimarisine uğruyorsunuz. Mesela Solothurn’da on bir sayısına özel bir anlam yüklendiğini bilmiyordum.
Kadetral kulesi on bir metredir. On bir kilise çanı ve on bir sunağı vardır. Yapımı yine on bir yılda tamamlanmış. Ve Solothurn’un on bir müzesi vardır. Ve kanton o kadar on bir sayısıyla bütünleşmiş ki, on bir sayısına göre düzenlenmiş bir duvar saati bile bulunmaktadır.
Kısacası, ”Alplerin en güzel ülkesi İsviçre,” yi okumanızı öneriyorum.
 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...