Seçim Sonuçlarından Ortaya Çıkan Toplumsal Nitelik

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Son seçimde gösterdiği gibi toplumun her kesimi kendi nitelik yapısına göre tercihini yapmıştır. Kimse şaşırmadan doğru dersler çıkarmalıdır.

Akla gelmeyen büyük bir sürpriz olmadığı sürece, cumhurbaşkanlığı 2. Tur oylamada, sonucun değişmeyeceğini şimdiden ifada edebiliriz. Öz kültürel değer, genel kültür ve kaliteli eğitimden yoksun, sürüleşmiş niteliğe sahip toplumların, bu gerçekliğini değiştirecek uygun siyasi politika geliştirilmediği sürece, kimse farklı sonuç hayal etmemeli. Bir an evvel büyük dersler çıkarılarak, etkisi geçmiş ifade ve argümanlardan bir an evvel vazgeçilmelidir.                
Herhangi bir konuda bilimsel araştırma yapıldığında, istisnalar dışında hiçbir zaman yüzde yüz bir sonuç elde edilemez. Yüzde bir de olsa küçük farklılıklar mutlaka vardır. 14 Mayıs 2023’te yapılan milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, küçük farklılıkların dışında %99’luk oranla, Türkiye toplumunun sahip olduğu gerçek nitelik bir kez daha kanıtlanmıştır. Bu sonuçlardan özellikle sosyalistler ve sosyal demokrat olduğunu iddia edenler, büyük ders çıkarmalılar, çünkü her seferinde benzer akameti yaşamak, sol için büyük hüsrandır. Sol düşünceler mevcut dünya gerçekliğine uygun, her konuda katılımcı siyasi teori geliştirmedikleri sürece, gerici ve ırkçı tahakkümden kurtulamayacaklarını görmeliler. Şimdi gelelim seçimle birlikte yapılan sosyolojik deneysellikten çıkarılan sonuca. 
 
Türkiye’deki büyük küçük siyasi parti ve düşüncelerden hangileri toplumun somut yapısındaki gerçeklere dayanarak siyaset yapıyor? Hangilerinin gerçeklik dışında hareket ettiklerini, merkez konumdaki partilere bakarak doğruya en yakın sonuçları rahatlıkla çıkarabiliyoruz.  
 
Özet tarihsel gerçekler ve deneysel sonuçlardan hareket edip halkın niteliğine baktığımızda, Türkiye’de toplumun nitelik yapısını bin yıldır, dört devşirme anlayış şekillendirdi. Bunlardan ilki; yarı Şii yarı Sünni Büyük Selçuklu, aynı şekilde Anadolu Selçuklu, tamamen Sünni Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nden başkası değildir. Bunlar şekillendirdikleri toplumun niteliğini çok iyi bildiklerinden, siyaset yapmaları da o doğrultuda hem kolay hem de toplumun bilinç, bilgi ve kültür yapısına en uygun olanıdır. Devlet ve din otoritesine sahip her dört anlayış, bin yıldan daha fazla İslam Arap yalanlarıyla toplumu şekillendirip oyalamak ve aldatmaktan büyük zevk alan siyasi, kültür anlayışına sahipler. Söz konusu bu dört anlayış, biz halkımıza nerede kötülük yaptık ya da yapıyoruz diye en ufak bir tasa, kaygı ve düşünceleri bulunmuyor. İslam adeta Arapların dini ve kültürü değil, bu dört anlayışın kendi icatlarıymış gibi sahiplenmeleri, Anadolu halklarına yapılan en büyük kötülük ve küfürdür.
 
Kendi öz kültürel değerlerinden koparılarak, her noktasıyla yalan ve hileye dayanan İslam kültürüyle beyinleri dumura uğratılmış bir topluma, başka bir kültürü anlatıp ikna etmek veya onu farklı düşüncelere yönlendirmek, büyük askeri, kültürel ve temel eğitimsel devrimlerle mümkündür. Yalnızca serbest siyaset yaparak o toplumu ikna etmek hayalcilikten başka bir şey değildir. İşte ifade etmeye çalıştığımız siyasi anlayışlar içerisinde sağ dinci ve ırkçılar, kendi elleriyle şekillendirdikleri halkın yapısına uygun, tek doğru siyaseti yapanlardır. Diğer sol siyaset içerisinde toplumun bilinç, bilgi ve kültür seviyesini gözeterek, buna uygun politika yapanlar, yok denecek kadar az ve de etkisizler. Her yönüyle din ve ırkçılıkla kemikleşmiş bir topuma, din ve etnik alanlarda devrimci dönüşümü ifade eden teori geliştirilmediği sürece, sol adına hareket eden hiçbir siyasi parti, düşünce farklı sonuç alamaz, alamadılar da. Bu tür toplumsal yapı ve niteliklerde, büyük askeri müdahaleler olmadan, bir şeylerin değişeceğini beklemek zekâ ve teori sorunu değilse makam, kariyer sorunu demektir. Bu asla küçümsenecek bir sorun olarak görülmemeli. Mevcut merkezi yapıdaki siyasi anlayışlara bakarak, kimlerin toplumun yapısına uygun siyaset yaptıklarını daha yakından anlamaya çalışalım.
 
Türkiye’deki Siyasi Parti ve Düşüncelerin Doğruluk ve Yanlışlıkları:
 
1-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): Bu parti var olduğu günden bu zamana kadar, göstermelik sekülerlik ve laikliğin dışında, hiçbir zaman ezilenin yanında olmadı. Temel mantalitesi ırkçı, dinci ve kapitalist olduğu halde, sol olduğunu belirtmesi üçyüzlülüktür. Örneğin Deniz Baykal, Muharrem İnce, Tuncay Özkan, Önder Sav gibi Atatürkçü ırkçıların, bu zamana kadar bu partide etkili şekilde yürüttükleri üçyüzlü siyasetle günümüze kadar gelindi. Bu yüzden ırkçı ve dinci ideolojilerini, sadece askeri darbelerle uzatarak iktidarda kaldılar. İktidardan uzaklaştıklarındaysa, kendileri gibi ırkçı ve dincilerin iktidara gelmesinden çok fazla rahatsızlık duymadılar. Diğer taraftan sosyalist düşüncenin biraz yükselmesi durumunda, kandaşları ırkçılar gibi her türlü darbeyi vurdular ve vuranları da desteklediler. Bu dünyadaki en çukur siyasi anlayıştır. Sosyal demokratlığı ifade eden gerçek kültürel çalışma ve eğitimi, bu parti hiçbir zaman önemsemedi. CHP’nin bu üçyüzlü politikası yüzünden halk, her zaman ikilem içerisinde kalıp, acaba gerçekten bu siyasi anlayış ırkçı mı yoksa sosyal demokrat mı konusunda hâlâ netleşmiş değildir. Ve bunun neticesinde halk şartlara göre her seçim dönemlerinde ya tamamen ırkçıları desteklemekte ya da bu üçyüzlü belirsizliğin arkasından çaresizce gitmekte. CHP mantığı halka hep yukardan bakan megolaman, makamcı, kariyerist, sermayeci bir kişiliğe sahipken, bunun adını sosyal demokratlık koymak toplumla dalga geçmektir. Bu gerçekleri ifade ederken, söz konusu parti içerisinde çok küçük bir azınlığın gerçek sosyal demokrat olduğunu da belirtmemek haksızlık olur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri, sosyal demokrasi kültür ve anlayışa tamamen zıtlık taşıdığından, tüm kültürel değerleri büyük bir dejenerasyona uğratandır. Mevcut dejenerasyonist boşluktan kandaşı dinci ve ırkçı partiler mükemmel şekilde yararlanıp, sürekli iktidar olmaktalar. Sonuç olarak askeri darbelerin dışında bu parti, hiçbir zaman toplumsal çoğunluğa sahip olamaması, üçyüzlü oynamasının bir sonucudur. Bu seçimde de bir kez daha kanıtlandı. 
 
2-Adalet ve Kalkınma Partisi: Merkez sağ ve dinci ideolojiye sahip bu parti, tarihten beri İslam Arap Milliyetçiliğini savunan bir anlayışı değiştirmeden aynen sürdürmesi, kendileri adına doğru siyaset yapıyorlar. Resmi ve gayri resmi her türlü yalan, hile ve de yolsuzluklara rağmen, toplumun çoğunluğu tarafından takdirle karşılanması, doğru siyaset yaptıklarının ifadesidir. AKP’ye gösterilen destek yalnızca AKP dönemine has olan bir durum değil. Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Türkeş, Turgut Özal, Tansu Çiller vb. kişilerin siyaset yaptıkları dönemlerde de sonuçlar aynıydı. Adamların Türk İslam’dan başka bir dertleri zaten bulunmuyor. Her seçimde bu partilere verilen oy oranlarının yüksek olması, toplumun bilinç ve kültür yapısını tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor. Bu kültür seviyesindeki toplumu yıllarca aç bırak, arkasından din ve ırkçılığı enjekte etmek, asırlarca arkalarından gitmelerine yetiyor. Sağ siyasette böyle bir kolaylık varken, ırkçı ve dinci öncülük aptal mı? zahmetli kültür dolu gerçek siyasetle uğraşsınlar. Sağ dinci ve ırkçı siyasi yapı bu nitelikte iken, sosyalist ve sosyal demokratlar toplumun niteliğine bakmadan siyaset yapmaları, her seçim sonucunun dinci ve ırkçıların lehine çıkmasının tesadüf olmadığı anlaşılmalıdır artık.
 
3-Milliyetçi Hareket Partisi: Tüm dünyanın bildiği gibi bu siyasi anlayış, sözde Türk, İslam milliyetçiliğinden hiçbir zaman ödün vermeyen, kendileri adına tek doğru siyasi düşünceye sahip bir partidir. Bunun içerisinden ayrılan diğer ırkçı ve dinciler aynı mantaliteye sahip oldukları halde, ayrılmalarının tek nedeni makam, mevki ve kariyerdir. Bin yıldır şekillendirdikleri toplumun niteliğine göre siyaset yaptıkları için, sonuç hiçbir zaman şaşırtıcı olmayıp, kendileri adına göre doğru siyaset yapmaktadırlar.
 
4-Türkiye’de Sol Parti ya da Siyasi Anlayışlar: Sol partiler; sosyalizm felsefesinin emek sermaye çelişkisine uygun siyaset yapmaya çalışsalar da diğer bölümlerde vurgulandığı gibi bin yıldır din ve ırkçılıkla bilinçleri dumura uğratılmış bir toplumda, asla sonuç alınamadı, alamazlar da. Hele de Türkiye gibi bin yıllardır Türk, İslam Arap Milliyetçiliği ile yoğrulmuş toplum ve ülkelerde, bırakalım eski sosyalist anlayışı, yeni sosyalist düşünceler dahi böylesi nitelikteki halklarda, askeri devrimlerin dışında en ufak değişimi gerçekleştirmezler. Siyasi ve kültürel etkisi kalmamış teori ile siyasi politikada ısrar etmek, bilimsel düşünceden yoksun ezberlenmiş şeylerle hareket etmektir. Her seçimdeki sonuçlar ifade ettiklerimizin kanıtıdır. Söz konusu sol siyasi partiler bir şeyler başarmak istiyorlarsa, hem sosyalist teoride yenilik yapmaları gerekir hem de halkın bilincini dumura eden din ve ırkçılığı derin, bilimsel şekilde ele alıp devrimci yaklaşımla ancak bir ivme kazanılabilir. Ezbere kalıplaşmış ifadelerle, kimse kendisini ve toplumu oyalamasın, her seçim sonucu somut deneysel kaynaklardır.
 
5-Kürt Sol Siyaseti: Kürtler gerek Arap İslam sömürüsü yüzünden gerekse Anadolu’daki gerici sözde Türkler tarafından, baskı ve asimilasyona tabi tutulmaları neticesinde, sürekli hissettikleri öz kültürel boşluğu, İslam’a sarılarak doldurmaya çalıştılar. Bu durum Kürtleri, Araplardan daha gerici bir konuma sokmuştur.  İşte bu gerçekliği doğru tespit eden Kürt sol siyaseti, en az 40 yıldır Kürtlerin ölümüne sahiplendikleri din gericiliğine devrimci yaklaşımla, İslam’ın her şey olmadığı, Kürtleri asimile eden bir siyasi malzeme olduğu kültürünü aşıladılar. Arkasından Kürt etnik yapısının Türklük ya da Araplık olmadığı, her etnik yapının demokratik yapılarla kendi öz anadil ve kültürlerini birlikte rahatlıkla yaşayabileceği, katılımcı siyaseti başarıyla ortaya koydular. Bu ağır ve sancılı olsa da şartlar bunu gerektiriyordu. Ve sonuç itibarıyla Kürtlerin önemli bir kesiminde, kendi öz gerçekliğini ifade eden siyasi düşünceyle hareket etmeleri sağlandı. Ancak bu başarı ya da değişimin, Anadolu’nun her tarafında etkili olması beklenemeyeceği gibi fiziksel ve sosyo kültürel olarak mümkün de değil. Yaklaşık 30 yıldır her seçimde görüldüğü gibi Kürtlerin çoğunluğu, bölgenin birinci partisi olmayı sürdürmesi, Kürt sol hareketinin doğru yolda olduğunun kanıtıdır. Yine de Kürt sol anlayışı içerisinde ve Kürtlerde olumsuzluklar yok mudur? Elbette var. Bunun nedenlerinden biri, düzenli ve bağımsız bir yönetimi ellerine henüz almamaları, diğer taraftan devletin her türlü kötülüğü bilinçli teşvik etmesinden kaynaklıdır. Tüm engellere rağmen, Türkiye’de solun en büyük destekçisi Kürt sol siyaseti olduğunu kabul etmeliyiz. Umarız bu siyasi birliktelik daha ileri aşamalara evrilerek, gerici faşist anlayışları tamamen etkisizleştirir.
 
Son seçimde gösterdiği gibi toplumun her kesimi kendi nitelik yapısına göre tercihini yapmıştır. Kimse şaşırmadan doğru dersler çıkarmalıdır. Akla gelmeyen büyük bir sürpriz olmadığı sürece, cumhurbaşkanlığı 2. Tur oylamada, sonucun değişmeyeceğini şimdiden ifada edebiliriz. Öz kültürel değer, genel kültür ve kaliteli eğitimden yoksun, sürüleşmiş niteliğe sahip toplumların, bu gerçekliğini değiştirecek uygun siyasi politika geliştirilmediği sürece, kimse farklı sonuç hayal etmemeli. Bir an evvel büyük dersler çıkarılarak, etkisi geçmiş ifade ve argümanlardan bir an evvel vazgeçilmelidir.
Cemal Zöngür
 

Kategori: 

Yorumlar

Aydın Can  kullanıcısının resmi

Aydın Can (doğrulanmadı) tarafından tarihinde gönderildi

Gelişmiş bireylerde ve toplumlarda eleştiri,öz eleştiri olur.orta doğu toplumlarında etkin olan,duygusallık kin ve nefret cahalete le yönetiliyor.
Toplumsal değişim olması için süreç lazım.Beyinden çök mide yi doldurma, yaşam önde.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...