GERİYE DÖNÜŞ (2)

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi
Sevinç ve Hüzün İç İçe

Neredeyse otuz iki yıldır, doğru dürüst memleketime gidememiştim. Pasaportumun süresi uzatılmamış, kimliğim ise kalu beladan kalmaydı. Ülke özlemim koca bir dağ ağırlığına dönüşmüş ve ben altında ezildikçe eziliyordum. Sonunda aşkımın kollarına koşmuştum…
  Yaşadığım onca badireden sonra nihayet köyümdeydim.
  Annem envai çeşit yemek hazırlamıştı. Amcamın kızı Fidan ve kocası, o saate dek bizi beklemişlerdi. Hasretle sarıldım onlara. Yemeğimi yedikten sonra balkona çıktım. Gece lambalarına bakılırsa, köy bir hayli değişmişti.    Sabah ilk işim gidip pasaportumu uzatmak ve kimliğimi değiştirmek olacaktı.
  Sabah amcaoğlu Nadir Sögüt, kiraladığımız arabayla kapıya dayandı. Birlikte evden çıktık. Hasretle bakarken etrafa, anılar dalgası üstüme üstüme geliyordu; yaramazlıklarım, korkularımız, dostluklarımız ve her şeye rağmen bitmez tükenmez sevinçlerimiz. Çocukluğuma dönüyordum. Bir taraftan da hüzün anaforundaydım.
   Öyle ki çevrede birçok yıkılmış ev vardı. Aşağı İçme’nin son hali yüreğime kor ateşler düşürdü. Onlarca otel, ev ve dükkân yerle yeksan olmuştu. Turizm sezonu temmuzun başında başladığında, insan kalabalığında caddeden yürünmezdi. Aşağı İçme, acıklı bir şarkı gibi çığlık çığlığaydı. Tenhaydı. Doğa harikası ve şifanın merkezi İçme, ölü kuşlar yuvasıydı. Güzelim çam ormanı dağın yamacına ısrarla tutunuyordu.
    Nadir direksiyonu Nergele’ye doğru kırdı. Nereye gitmek istediğini sormadım bile. Dayımın yıkılmış evine bakamadım. Gözlerimi ormana diktim. Arabanın hızla ilerlemesi beni sevindirdi. Nadir’in bazı hareketleri amcamı yani babasını andırıyordu. Amcam ise ölmüştü çoktan. Onun yokluğu yüreğimi sızlattı. Mezarlığa gideceğimizi biliyordum artık.
   Aile mezarlığına gidip, ölen akrabalarımızın istirahatgâhlarına bidon bidon su taşıdık.
   Nenemin, dedemin, amcalarımın ve amca kızımın mezarlarına el sürdüm. Nutkum tutuldu. Hüzünle yutkundum. Birçoğunu son yolculuklarına uğurlamamıştım bile.
 Oradan Goji Berry bahçemize geçtik. Çünkü resmî daireler kapanmıştı.
 Ekinözü de virane olmuştu. Çocukluğumun bir kısmı orada geçmişti. Okulumuz yıkılmamıştı. Sevindim. O okulda iyi kötü anılarım vardı.
  Kirvemiz Murat Yardımcı ile Nüfus Müdürlüğüne vardığımızda saat ikiye geliyordu. Müdür oldukça iyi karşıladı bizi. Efendi birisi. Pasaport ve kimliğimi işleme aldı. “Kaç haftada elime geçer,” dedim. “Bilmiyorum,” diye cevapladı.
 Pasaportum elime geç ulaşırsa, hayatım alt üst olurdu. Çünkü işimi kaybedebilir ve Türkiye’de üç aydan fazla kalırsam, oturma iznim iptal olabilirdi. Olsun. Her şeyi göze almıştım. Hem beklemekten başka çarem de yoktu.
  Hem burada sağlam dostlarım, aşk derecesinde sevdiğin ülkem vardı.
     İşim bittikten sonra bir telefon bayisine gidip sim kartı aldım. İlk arayanlar Şahin Babat ve Ali Nargele oldu. Orada kaldığım süre boyunca hep arayacak ve Batmanlı iş insanı Şahan Babat da yardım etmeye devam edecekti. Bu değerli insana tekrardan teşekkür ediyorum.
  Ekinözü’nde işim bittikten sonra Bektaş Kısa’nın yanına gittim. Bektaş çalışkan ve dürüst bir insandı. Ben gözaltına alındığımda avukatımı ve ailemi defalarca aramıştı. Mükemmel bir dosttu. Teyzesinin kocası vefat etmişti. Sabaha taziyesi olacaktı.
Mehmet Söğüt

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/22/2024 - 21:29
01/27/2024 - 22:27
01/02/2024 - 00:43
08/05/2023 - 16:21
07/31/2023 - 22:44
07/29/2023 - 19:58

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...