İmgelerle Duvarları Delen Mahpuslar

Adil Okay kullanıcısının resmi
Özgürlük Temalı Mahpus Karikatürleri

Duvarlar delen Çizgiler

'Drawings That Exceed the Walls'

“Xêzên Ku Diwaran Derbas Dikin”

JI ÇAPEMENÎYE Û RAYAPÊROYÎ RÊ

L'ART NE PEUT ETRE CONTRAINT A L'ISOLEMENT

 الكاريكاتورية للسجناء مع موضوع الحرية
                                                          
Hapishaneler kimilerine göre “modern” dünyanın ayıbı, kimilerine göre ise aynasıdır. “Suç ve suçlu” tanımı da “Adalet” gibi görecelidir. Düşünmeyen insanın geleceği de ne şizofreni, ne sürgün, ne de hapishane ile kararır.
 
Politik mahpuslar “Ceza” kelimesinden türetildiğinden dolayı, kapatıldıkları bu mekânlara “Cezaevi” demez, daha çok “Hapishane” sözcüğünü tercih ederler. Zira “Cezaevi, Islahevi, Ceza İnfaz Kurumu… v.d.” egemenlerin hizmetinde olan “Devlet Adaleti”nin türettiği adlandırmalardır. Devlet, bu mekânlara kapatılan herkesin “suçlu” olduğu ön kabulünü dil’de başlatır. Dile yerleşen bu kavramlar giderek ön yargıya dönüşür. “Suç varsa ceza vardır, bunun doğal sonucu cezaevi olacaktır”. Mantık budur. Kimi zaman hakikatin peşinde koşan, ana akım medya dilinden uzak duran bizler bile bu tuzağa düşeriz. Ama bu egemen dil’i (ideolojiyi) benimsemeyen politik mahpuslar ısrarla “hapishane” kavramını kullanırlar.
 
Demem o ki, yasalar değişmiş, hapishane adları değişmiş, F Tipleri, E, T, L Tipleri icad edilmiş, yeni yeni, “modern“ hapishaneler yapılmış ama işkence, hak ihlalleri, keyfiyet kimi zaman az, kimi zaman çok devam etmiştir. Ve “rehabilitasyon, topluma kazandırma“ vaatleri de her dönem aldatmaca olarak kalmıştır.
 
Oysa Marks’ın ifadesiyle, “Dünyanın (c)ezayla yılmadığı ve yola gelmediği apaçık ortadadır.” Özcan Yaman’ın dedi gibi, “Dışarıda beyni, içeride ise bedeni tutsak bir toplumsal yapının adım adım örüldüğünü görüyoruz. Oysa düşünen insan nerede olursa olsun “özgürdür”.  Maddi hayatlarının kısıtlanması onların soyut düşünme yetilerini yok edememişse hâlâ umut var demektir…”
 
Bu umudu mahpus mektuplarında – imgelerinde okumak mümkün. Sergimize Tarsus hapishanesinde çizdiği 3 Karikatürle katılan Gazeteci Ressam Zehra Doğan bunu şöyle ifade ediyor: "Malzeme gelmeyince başka yöntemlerle resim yapmaya çalışıyorum. Kâğıt olmayınca gazetenin üzerine çiziyorum. Mor renk için karalahana, kırmızı için bazen regl kanı, bazen ezilmiş nar kullanıyorum. Yeşil için de maydanoz veya ot eziyorum. Bir gün gardiyan, 'Adet kanından resim yapmanızdan personel tiksiniyor, yapmasanız olur mu' dedi. 'Olmaz, malzeme verin o zaman' dedim. Bu konuşmadan birkaç gün sonra da Tarsus Cezaevi'ne sürgün edildim…" (Kaynak: Burcu Karakaş, Deutsche Welle, Türkçe )
 
Öte yandan politik mahpuslar anı bohçalarını asıl olarak dışarıda doldurmuşlardır. Bu anlamda “dışarıyı” da “içeri” gibi anlatacak birikimleri vardır. Ama bu birikimi, estetiği ihmal etmeden, sanatın olmazsa olmaz kurallarıyla işleyip ak kâğıda ya da tuvale aktarmak çetrefilli iştir. Sanatçı yoğunlaşmak için kimi zaman kalabalıklara karışmak kimi zaman da yalnız kalmak ister. Bu bir lüks değil, üretim daha iyi üretim için zorunluluktur. Ama zindandaki yazar – şair – ressam- karikatürist - besteci dilediği zaman yalnız kalamaz veya kalabalıklara karışıp, dilediği gibi gözlem yapamaz. Bu açığını ancak düş gücüyle ve anı bohçasına başvurarak kapatır. Ve okuyarak. Bu anlamda onlar düş yolculuklarında kimi zaman bizden daha özgürdür.
 
Sonuç itibariyle zindanda, o betimlemesi zor koşullarda üretmek ve “sanat” yapmak ise ayrıca takdiri hak eder. Ten’e “Ceza”nın Tin’e “Eza”ya dönüştüğü zindan koşullarına direnmiş ve o koşullarda üretebilmiş tutsakların sayısı da “Duvarları Delen Çizgiler” adını verdiğimiz bu sergide göreceğiniz gibi az değildir.
 
İçeride mahpusların, dışarıda bizim bin bir engeli aşarak, büyük ve kolektif emek harcayarak hazırladığımız bu serginin davetine icap edin!
Bana inanın tutsakların imgeleriyle sadece bir hapishaneden diğerine değil, dünyanın dört bir yanına doğru yolculuğa çıkacaksınız…
Adil Okay
 
not: Açılış: 13 Nisan saat: 18.00  İzmir Enternasyonal Fuarı · İzmir
Sergi 16 Nisan'a ziyarete açıktır
 
Sergide Eserleri Yer Alan Mahpus Karikatüristler
A.Kerim Aktaş - H Tipi Hapishane Gaziantep Ahmet Bilge - E Tipi Kapalı Hapishane Elbistan – K.Maraş Ayhan Bozkaya - 2 No’lu T Tipi Hapishane Şakran Aliağa İzmir Aynur Epli - Şakran Kapalı Kadın Hapishanesi Aliağa İzmir Barış İnan - 2 No’lu F Tipi Hapishane Kocaeli Cemal Bozkurt - 2 No’lu F Tipi Hapishane Tekirdağ Cenan Genç - 1 No’lu F Tipi Hapishane Kocaeli Haydar Bayar - 1 No’lu F Tipi Hapishane Tekirdağ Hüseyin Yıldırım - F Tipi Hapishane Bolu Kemal Ayhan - 1 No’lu F Tipi Hapishane Tekirdağ Mahmut Ulusan - 2 No’lu F Tipi Hapishane Kocaeli Mehmet Boğatekin - T Tipi Hapishane Burhaniye – Balıkesir Menaf Osman - 2 No’lu T Tipi Hapishane - Bandırma / Balıkesir Melih Gürler - T Tipi Hapishane Beşikdüzü – Trabzon Mustafa Ağcakaya - 2 No’lu T Tipi Hapishane - Bandırma / Balıkesir Nurettin Erenler - F Tipi Hapishane Edirne Ömer Raman (Özdurak) - T Tipi Hapishane Burhaniye - Balıkesir Özlem Özdemir - Kadın Kapalı Hapishanesi Gebze Serdar Sürücü - 1 No’lu F Tipi Hapishane Tekirdağ Zehra Doğan (tahliye oldu) - Kadın Hapishanesi Tarsus- Mersin
 
 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...