Türkiye Solunda Başarısızlığın Temel Nedenleri Üzerine

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Avrupa vb. ülkelerin çoğunda her zaman burjuvazi, devlete rağmen kendi sınıf ve kültürünü oluşturan bir iradeye sahiptir.

Türkiye’de burjuvazide dahil her şeyi devletin belirlemesi, tüm sınıf ve toplumsal katmanların iradeden yoksun, devlete muhtaç, edilgen şekilde yönetilir. Sosyalistlerin, Türkiye’deki bu iradeden yoksun sınıfsal ve kültürel geriliği zayıflatacak siyasal, kültürel programlarının olmaması, başarısızlık demektir.
Solun yalnızca Türkiye’de değil, dünyada başarısızlık ve alternatifsizliği yaşadığını malum herkes biliyor. Ancak Doğu Avrupa, Batı ve diğer bazı ülkelerde, önceden elde edilen demokratik hakların önemli bir kısmının mevcut olması, Türkiye kadar sorunlarla boğuşmadıklarını da belirtmek durumundayız. Gel ki kapitalizmde artık ciddi çıkmazların içerisinde. Rusya ve Çin’in birlikte hareket etmesi, kapitalizmi temelinden sarsmaya başladı. Bunun sonucunda dünyadaki çoğu siyasi düşünce ve devletler, radikal ideolojik ilkelerden tavizler vererek, içte ve dıştaki sorunları aşmaya çalışmaktalar. Darısı Türkiye’nin başına. 
  
Türkiye solunun başarısızlığıyla ilgili bugüne kadar doğru, bilimsel, geniş analizler yapılmış değil. Sadece birtakım kişilerin zaman zaman bu gerçeği kabul etmesi, solun başarısızlığının analizi anlamına asla gelmiyor. Başarısızlıkla ilgili sol kesimde oluşan genel kanaat, İslam’ın asırlar boyu halk üzerindeki olumsuzluğu gösterilmekle yetinilmektedir. Evet İslam tüm olumsuzlukların başında gelen en büyük engeldir. Esasında sosyalistler buna alternatif bulacak felsefeye sahip oldukları halde, şimdiye kadar çözüm bulamamaları Türkiye Solunun, diyalektik tarihi materyalizmden uzak hareket ettiklerini gösteriyor.
 
Türkiye’de solcu kim, solculuğun ne olduğu netleştirilmeden, soldaki başarısızlığın nedenlerini anlamak mümkün değil. Sol denildiğinde genel olarak Marksist ideolojiye sahip olanlar solcu olarak görülür. Bu doğru olmakla birlikte, devletin bilinçli ortaya sürdüğü “Doğu Perinçek” gibi ar yoksunu kişilerin sol argümanları kullanması, toplumun çoğunluğunun düşüncesinde derin bulanıklıklar yarattı ve yaratmaya da devam ediyor. Yeterli eğitim ve doğru kültüre sahip olmayan halk, böylece sapla samanı birbirine karıştırarak tercihini yapmakta. Bu da solun hanesine büyük olumsuzluk olarak yansıyor. Yalnızca derin devletin oyunları değil, solcularında büyük hataları olduğu görmezlikten gelinmemeli.
 
Örneğin sol kültür Türkiye’de gerekli seviyede neden benimsenmedi? Yeterli niceliğe ulaşacak şekilde benimsenmediyse, bunun nedenleri üzerine analizler yapılmadan, sürekli marjinal ideolojik hareket edilmesi, solu yıpratan olumsuzlukların başında gelendir. Çünkü sol düşüncenin temel felsefesi olan diyalektik tarihi materyalizm, toplumların niteliklerine göre uygulandığında, en fazla on yıl içerisinde o ülkede mutlaka değişimler gerçekleşmiştir. Türkiye solunun yüzyıldır bir adım ileri gidemediğini herkes biliyor. O zaman şu soru haklı olarak akla geliyor. Ya sol felsefe doğru anlaşılamıyor veya sol kültürün Anadolu halk gerçekliğine uyarlanması bir türlü becerilemedi. Sonuç itibarıyla sol; başta emekçiler olmak üzere halka umut olamadığı için, doğal olarak toplum devlete ve uydurduğu sahte solculuğa inanmaya devam ediyor.
 
Devletin taklitçi laiklik, çağdaşlık ve demokrasi anlayışını, solculuk olarak gören halk çoğunluğu, resmi ideolojinin hibe edeceği şeylere göre hak, hukuk ve adaleti önemsemekte. Mizahi ifadeyle vurgulandığı gibi “Komünizm gelecekse onu da devlet getirir, halkın uğraşmasına gerek yok” anlayışı toplumda gerçek yer edinmiştir. Devletin temelini oluşturan tek dil, tek din, tek düşünce, tek ırkçılık (Beyaz Türklük) farklı tüm kültürleri dejenere etmekte. Bu üstelik Türk dili ve kültürünü de yozlaştırmaya devam ediyor. Gerçek sol kültür; Türkiye’de çoğu sosyalistin bilincine dahi tam olarak oturmamışken, toplumun ve devlet yönetimlerinin sosyal demokrat, laik olması beklenemez, beklenememeli de. Demokrasinin oturduğu ülkelerde, gerçek sosyalist felsefi kültür geliştikten sonra, ancak o toplum ve devletlerde sosyal demokrat kültür gelişmiştir. İşte bunu sağlayanda diyalektik tarihi materyalizmin ilkesi olan “Zıtların Birliğidir. Bugün solcu partiler ve HDP’nin, dindar muhafazakâr, sağ düşüncede olan 6’lı Masa (Millet İttifakı) etrafında birlik sağlamaya çalışması, zıtların birliğinin bir provasıdır.
 
İdeolojik Marksist solculuk; bilindiği gibi dünyanın her yerinde siyasal yaşama emek sermaye çelişkisinden bakıp, bu temelde siyasal teori ve pratikler ortaya koyar. Marksist teori ve politik pratik, toplumların özgünlüğüne göre doğru şekilde uygulandığında, dünyanın her yerinde en geç on yıllık zaman içerisinde, söz konusu toplumlarda düşünülen niceliğe rahatlıkla ulaşabilmekte. Böylece devrimler peyder pey hayata geçirilebiliyor. İdeolojik Marksist herhangi bir örgüt, on yıllık mücadele döneminde uğruna canını feda ettiği halk tarafından kabul görmemişse, orada derin teorik, politik ve kültürel yanlışlıklar var demektir. Türkiye’de yüzyıldır soldan bahsedildiği halde bugün varlığı yokluğu tartışma konusu ise, kavramsallığı Anadolu gerçekliğine uymayan, basma kalıp ilke ve ezberlenmiş terimlerde ısrar edilmesidir. Bunlar sırasıyla şu şekildedir.
 
1-Türkiye’deki sol örgütlerin çoğu; Türkiye’de ticaret kapitalizminin varlığını hâlâ tespit etmiş değiller. Ticaret kapitalizminin hüküm sürdüğü ülkelerde işçi sınıfı ve burjuvazi her konuda niteliksizdir. Bu niteliksizliğin nedenleri tespit edilip, demokratik kültürler birliği geliştirilmeden tepeden inmeci, emek sermaye çelişkisiyle mücadeleye başlanması, birinci temel başarısızlıktır.
 
2-Sol örgütler diyalektik tarihi materyalist felsefeyi temel alırlarken, Türkiye halklarının kültür seviyesine, devletin ulus adıyla İslam gericiliği gibi benzer konularda, hangi notadan nasıl etki yapıp yapmayacağı üzerinde düşünülmeden, farklı ülkelerde gerçekleşenlere benzer mantığın ağır basıp uygulanmaya çalışılması.
 
3-Komünist Manifestonun; Avrupa sanayi proletaryasının konumu, Avrupa’nın kültürel ve burjuva yapısına bakılarak kaleme alınmışken, her toplumda aynı kalıplar üzerinden uygulanacağını savunan Türkiyeli sosyalistler, kendi elleriyle başarısızlığa yol açmışlardır.
 
4-Devletin resmi ideolojisi Türk İslamcı Ulus anlayışın, Türklüğe dahi hitap etmediği gibi diğer dil ve kültürlerin hepsini dejenerasyona uğrattığı halde, sosyalistler buna alternatif demokratik ulus ve kültürler birliğini geliştirmek yerine, tanrı kelamı gibi her soruna emek sermaye ile cevap olunacağına inanılması.
 
5-Avrupa vb. ülkelerin çoğunda her zaman burjuvazi, devlete rağmen kendi sınıf ve kültürünü oluşturan bir iradeye sahiptir. Türkiye’de burjuvazide dahil her şeyi devletin belirlemesi, tüm sınıf ve toplumsal katmanların iradeden yoksun, devlete muhtaç, edilgen şekilde yönetilir. Sosyalistlerin, Türkiye’deki bu iradeden yoksun sınıfsal ve kültürel geriliği zayıflatacak siyasal, kültürel programlarının olmaması, başarısızlık demektir.
 
6-Türkiye’de 1970’li yıllarda montaj sanayi %18, günümüzde ise %40’ı bulduğunu varsayalım. Diğer taraftan ülkenin esas ekonomik etkinliği tarım ve al sat ticaretine dayanan kaygan bir zemin üzerine oturmuştur. Kaygan ve niteliksiz bu tür ekonomilerde iş yapan yapmayan herkes, kendisini garantiye almak için devlete körü körüne bağlıdır. Sosyalistlerin halkı bu güvensizlikten kurtaracak siyasal, ekonomik plan ve politikalarının bulunmaması.
 
7-Ticaret kapitalizmi, İslam Türk Aldatmacası, NATO’ya göbekten bağlılık, kültürsüz burjuva ve kültürsüz emekçilerin olduğu ülkelerde, sendikacılık aldatma aracından başka bir şey değildir. Sosyalistler bu yapıları aşacak demokratik sendikacılık, ulusal halk ordusu ve siyasal politikaları geliştirecek kültürden maalesef hâlâ çok uzaklar.
 
Özetlenen temel sorunlara karşı, sosyalistlerin bugün yapması gerekenlerse şunlardır.
 
Anadolu’da yaşayan halkların tarihsel, kültürel tüm geçmişleri ele alınıp, İslam’ın yaratmış olduğu yozlaşmayı ortadan kaldıracak demokratik kültürler inşası, yüksek ahlak felsefesi, emeğe saygı ve insanı insan yapan anadillere gerçek bilimsel çözümler üretmektir. Bunlar yapılırken İslam tümden reddedilmeden, “Din Sorununa Devrimci Yaklaşımla” tüm inançlar özerkleştirilerek, gerçek sosyal demokrat kültürün önü açılması.
 
Türkiye’de yüzyıldır ne oldu? Devlet sahte ulus, sahte burjuvazi, sahte ırk ve çarpık din milliyetçiliğini geliştirip, bunları eğitim kurumlarında çocukların beynine empoze ettiği için, insanlar doğru düzgün düşünüp sorgulama yapamıyor. Sosyalistler bu ifade ettiklerimizin çoğunu bilip, birebir kendileri de yaşadıkları halde, kaba Marksist anlayış ve tepeden inmecilikle, yozlaştırıcı eğitime alternatif olamadıklarını kabul edip, burjuvaziyi dahi nitelikli kılacak tarihsel bir çıkış yapmalılar. Söz konusu çıkışlar yapılmadığı sürece, Türkiye’de sol kültür ütopyadan öteye bir anlam ifade etmeyecektir.
Cemal Zöngür
Kaynaklar:
Georges Politzer-Felsenin Temel İlkeler. Sosyal Yay.
Mehmet Ali Şevki- Osmanlı Tarihinin Sosyal Bilimle Açıklanması. Elif Yay.
Doğan Avcıoğlu - Türklerin Tarihi. 5 Cilt. Tekin Yay.
İsmail Beşikci- Türk Tarih Tezi. Yurt Yay
Abdullah Öcalan- Din Sorununa Devrimci Yaklaşım. Serxebun 48. Sayı
Fikret Başkaya - Yediyüz Osmanlı Geleneğinden Yirmi Sekiz Şubata. Ütopya Yay.
SSCB Enstitüsü Bilimler Akademisi-Politik Ekonomi 2 Cilt. İnter Yay.
J. Kauczyinski - İşçi Sınıfı Tarihi. Sosyal Yay.
A. Abendroht - Avrupa İşçi Hareketleri Tarihi. Sosyal Yay.
Cemal Zöngür -Türkleri Yeniden Tanımak. Ozan Yay.
 
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...