Ahraz damadın erdemi!

Necat Orhan kullanıcısının resmi
Erdem ‚‘‘ bükemediğin bileği öpmektir‘‘ Sevgili Türkiyeli Seçmenler!

Erdem, birini birilerine yamalayarak karalamak değil kesinlikle, hele hile yaparak ereğine varmak hiç değil, ama bir müsabakayı kaybedeceğini bile bile yola hendek kazan yüz yıllık tek tipçi iflas etmiş, çarkı düzeni bozulmuşların yapacağı veya harcı olmadığını bile bile bu müsabakayı kazanmak için kendine kamuoyu yaratmak da olmamalı, cesur yürekli aktif elini masaya vurabilecek insanlara yol açabilecek biri olmalıdır! Ismarlama damat gibi koltuk sevdasıyla, kelle sayısı matematiksel bileşkeleri teorik olarak hesaplamakla değil, bu işin eri ve erbabı olanlara yer açmak olmalıdır!



Yani şu anda TC seçmeninin beklentisi, kendi vatandaşlık ve yaşam standartlarının, adalet, paylaşım, hak ve özgürlükler konusunda bir nebze iyileştirilmesi hususundaki düş ve hayallerini boşa çıkarmayacak, suiistimalden ziyade, ortak hareket ve güven verici barış ve kardeşliği ören bir alternatifte vektörü bularak uzlaşmak olmalıyken, bunların bu oyununu bozan bir adayın çıkışı, bu sistem dolandırıcısının, tahripçi ve hırsızlarının elbette oyununu ve ezberlerini bozmakta, buna karşı her iki aday da çok rahatsız olmaktadır…



Toplumsal yapımız belli, halkların düşünce yapısında etkin olan din muhafazakârlığının ağırlıklı ve baskın olduğu gerçeği malumumuz. Bu baskın muhafazakârlığın aklıyla değil vaizlerle yönlendirildiği de aşikâr, tartışmasız bir takım tutuculuğu kadar fanatiktir. Ancak yarıya yakın kesimin bundan rahatsızlığı da mutlaktır ve ötekileştirilerek, aşağılanarak, horlanarak baskı ve zulümle yıldırılarak tek din, tek devlet ve tek bayrak zihniyeti yaratılmak istenmektedir. Muhafazakarlar tekçi ve tek adam sözüyle biat edip sandığa giderken diğer adaylarda belirsizlik meydanda ve oyunu kural ve kaidelerini bilmeyen sağdıçların telkini ve sopasıyla gerdeğe itelenen bir damat var , bu damat yalnız işi bilmeyişi değil, ahrazlığı da cabası, kadını da görücü usulü duvağını açmaya çalışacak, bu gelinden avrat olur mu bilmem, bu damattan zürriyet türer mi o da sorunlu, bir de damat çok yaşlı gelin çok genç……Ha etrafındaki marabaları da ya tutarsa deyip el ovuşturarak bu düğünü kurmuş ama birbirine kan düşmanlığı olan karşıt görüşlü zoraki bir el sıkışmanın da ağababaları ve sermaye eşliğinde gerçekleştiği de bilinenlerden. Bu zoraki birlik, genç gelin, yaşlı damat, tecrübe ve ahlaki hususlarla baktığınızda bu iş nereye kadar gider hiç düşündünüz mü?



Yalnız biliyorsunuz ki, biz topluma mal olmuş insanların ağzından çıkan her kelam toplumsallığı etkiler yönlendirir, şekillendirir ve kafalarında aydınlık ve karanlıklar veya soru işaretleri oluşturur, burada bu kadar nazik ve hassas bir dönemde, elimizde kendimize ve düşüncelerimize en yakın olan mı, yoksa varsayımlarla mı yola çıkmamız, hatta karşı çıkışla kitleleri yön değiştirterek aslında muktedir güçlerin istediği yöne mi saptırmak gerek? Önce bu vicdani muhasebe insancıl ve bireysel olandır, sonra ya uzak durur zanaatınıza eğilir, ya da bu işe can ve başla bir yerinden yapışır ve kararlı bir şekilde mücadele edersiniz, aklın yaşı başı yoktur, ama siz kararlı seçmenler de bu konuda karşı devrim saflarındaki, faşist ve yeşil faşistleri destekler veya desteklemez bunun bu ortamda tartışılması dahi egemenlerin istediği her seçimde karşımıza çıkarılan usta yalandan başka bir şey de değil, BDP, HDP her ikisi de partidir bir siyasi ideolojisi ve kimliği var bunların adında AKP, MHP veya CHP, diye bir şey de yazmaz, bu partilerle de muhalif ve rakiptir. Bunlara karşı mücadele hakları da en az onlar kadar varken ne diye başkasının kâhyalığına veya kuyrukçuluğuna soyunsun? Madem öyle ise Ekmeleddin ben aday olmasaydım Demirtaş’ı seçerdim dediğine göre çekilsin, şu yaşlı damat seçmenine erdemiyle yolu erkânı anlatsın bu evliliğin kendisine biçilmiş ağır bir görev olduğunu söylesin yaşına başına bakarak bu sevdadan vaz geçsin! Versin Demirtaş‘a desteğini Erdoğan‘dan da kurtulur bu sorulardan da kurtulmuş olurlar! Göstersin erdemini bu zaten yemeyeceğini seçilmeyeceğini bile bile ya sahaya çıkmasın ya da ağlamasın, hele ilaçla gerdek sefası ne denli zor olacağını da düşünmeli. Bu bir demokratik yarış kim kazana kim kaybede hadi erdeme davet ediyoruz. Büyüklük onun olsun madem HDP’lileri uzantısı görüyor, başkasından istediğini kendi yapsın! Sıkıysa ‘‘Önce iğneyi kendimize sonra başkasına çuvaldızı batıralım dostum! Bu kulvarda yarışıyorsan, konuşmayı da bileceksin, kuşanmayı da, halkı da tanıyacaksın, ne istediğini de bileceksin!



Öte yandan CHP yani cephe %10 altında kalırsa seçmeni nereye oy verecek dersiniz, Alperenler kalkıp HDP ye oy mu verecek ki, HDP de tarihi düşmanına oy versin, burada yapacağı seçmenini ya serbest bırakır ki bu olası veya protesto eder ben de bunun yanlısıyım bana ne hangi yavşak hırsız veya faşistin seçileceğinden mesele bu, burada yapılan aslında bir seçim hilesi ve bu da başkasına çamur atıp sanki kendine yakın göstererek yıllarca seçmeni ürkütüp korku salarak yönlendirmedir, iki kötüden birine razı etmektir. Bu da ahlaksızlığın ta kendisidir… Sizin bu tuzağa düşmemeniz yani Alevi, Sünni, devrimci, demokrat, sosyalist, kadın, genç, Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Laz, Gürcü veya Çerkez etc. olarak bu konuya ince eğilip sık bakmalısınız ve oyunuzu vicdani değerlerle kullanmalısınız, bu hain sizi çok incitti, çok çaldı, çok da sinsi planlarla başınıza gelecekte öreceği çorapları düşünerek de, sandığı başına geçirmelisiniz… 



Yani klasik hayırlarla, inşallah ve maşallahlarla bu işler olmuyor, çalışma azim taktik ve stratejilerle toplumun arz ve talepleridir aslolan, bu konuda söylenenler bile halka ulaşmış olması bir kazanımdır, kapı arkasında oturup evlenmeyi bekleyen melankolik anlayışın başından kaybettiği kesindir. o halde kazanamazsak da en azından mesajımızın ulaşması halkın belli soru işaretleriyle artık başını elleri arasına alıp düşünmesi çok önemlidir, toplumsal barışın bu kadar darbe alarak zedelendiği savaş zılgıtlarının burun dibinde çalınmasının tek çaresi ortak asgari müştereklerde yek vücut olmaktaydı ancak asıl ağacı yüz yıldır kemiren kurtlar halen kendilerini sistemin sahibi sanıp kendinden olmayanları dışlayıcı, aşağılayıcı ve uzantıları gibi görüp kendi hatalarını analiz etmektense ağlayarak oy toplamaya kalkışmalarındaki ahlaksız ve doğurganlığını kaybetmiş, mafyalaşmış, kokuşmuş siyasetlerini takım tutarcasına halka dayatmalarıdır hastalığın kendisi. Erdem ise Ekmeleddin‘in erkekçe çekilip, adam gibi Erdoğan ile Demirtaş’a meydanı bırakmasıdır, bakın bakalım Erdoğan o zaman kaç oy alacak görelim! Bir daha kendi hatanızı başkasına fatura etmeye kalkmayın, her insan demokratik hakkını kullanması olasıdır, bunu aşağılamaya kalkmak da erdemsizliğin ta kendisidir…

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...